GENÇ KALEMLERLE MARMARİS İÇİN YAZANLAR
Genç kalemler
Muğla ilinin biricik projesi. Gençlerde duyarlılık artsın,internet dışında var
olan dünyayla tanışsınlar diye. Yazın öğretmenleri olarak böyle bir etkinliğin
içinde olmanın anlamını güzeldi de yoğunluğu ile ağırlaşan müfredat yetiştirme
gerçekliğinde boğuşurken nasıl başarılı
olacaktık.Her birimiz panik halindeydik.Diyemedik ki bir kişiye
dokunsak…Hepimiz iealist öğretmen kimliğinde mükemmeli arıyorduk.O yüzden
damdan düşenler gibiydik.
Benim
özlediğim bir temaydı bu. Kalabalık lisemden mezun olan birkaç öğrencimi
kitaplaştırarak mutlandırmıştım. Şimdi mesleki teknik lisede görev yapmaya
başlamıştım. Genç kalemler projesine ısındırmıştım
öğrencilerimi.Şiirleri,öyküleri,denemeleri vb yazıları Türkiye çapında
dergilerde yayınlanmaya başlayınca işin farkına vardılar. Sevinçlerinden
havalara uçtular. “Ben de yazıyorum bakar mısınız?”diyen öğrenci sayısı arttı.
Yalnızca kendi okulumda değil;başka okullardan da gelen metinleri gönüllü
inceliyordum. Mutlu oluyorlardı.
Genç kalemler
proje toplantılarının da en mutlu ve en umutsuz bendim.”Kaç yıldır yazıyorum
kitaplarım var.Marmaris beni tanımıyor.” demiştim.Proje sorumlusu Can Bey “Biz
tanıtacağız hocam “demişti.Burçin öğretmenim de onaylamıştı.Çağdaş Bilim
Kolejinde Türkçe öğretmeni Handan
“Öğretmenim ben sizi okuluma davet edeceğim.”demişti.Hem umutlu hem
umutsuzdum…Beni hep davet ediyorlardı sanal olarak.Samimi davet eden arkadaşlarım da vardı. Ben zamanımı hep
uçurduğum için samimi davetleri kaçırıyordum.
Genç
kalemler projesi il içinde hız
kazanmıştı .Muğla Genç Kalemler grubu oluşturulmuştu. Muğla ili ve ilçelerinde
yapılan tüm etkinlikler grupta paylaşılıyordu.Bir gün ilçe tarafından çağrıldım.Benim için afişler
hazırlanmıştı.Hangi günümün uygun olduğu soruluyordu. Çıkan afişlerin arasında
Burçin Çankaya ile yazılı afişi görünce İkimiz aynı sunumda olacağımı
düşünmüştüm.Mutlu olmuştum.Okuluma afişleri kendi elimle astım.Sıkıntı olur
diye internette bile paylaşmadım afişimi.
Sayılı gündür
geldi çattı.Her okuldan 30 öğrenci davet edilmişti. İhsan Mermerci Endüstri
Meslek Lisesi müdürü beni odasına davet etti. Çay,kahve ikramı derken
salondaki eksiklikler tamamlanıyordu.İsimliğimi Adana Kitap fuarında telaşla
unutup gelmiştim. Bana isimlik yazıldı. Gösterilecek metin vs şeyler sorulunca
ayılmıştım.Programın sunumunu yapacak tek yazar bendim.Benim hiçbir
hazırlığım yoktu. Düşünmemiştim. Sohbet-söyleşi deyince.
Salona geçildi.
Salon tıklım tıklım dolu. Benim ilk sunumum değil bu. Bir çok kalabalığa
seslenmiştim. Sanat söyleşileri yapmıştım. İlk kez kitle öğrenci olunca verimli
geçecek miydi ?Fazlaca ders vermek tavrım geçerse salona diye korkuyordum. Yazın arkadaşlarımı görünce bir
serinlik yayıldı yüreğime.Öğrencilerin bana çevrilmiş pırıl pırıl gözleriyle
karşılaştım. İlk cümle kuruldu ya gerisi gelirdi . Geldi de .Kendimi tanıtırken
müthiş heyecan basarken ,gençler ilerleyen zamanlarda aldı götürdü bendeki
beni.Nereden nereye gelmişliğimi anlatırken uzun ,destansı cümlelerle kimseyi
sıkmak istemedim.Soruların hızı arttıkça benim keyfim yerine geldi.Sorular
nasıldı öyle .Zihnime yerleşen anlam yüklüydü. Türkçenin yozlaşması
gibi…Yazdıklarınızda aşk var mı? Aşk olmadan yazılır mı? Öğretmenliği mi
yazarlığımı tercih edersiniz?Yazarlık atölyeleri hakkında ne düşünüyor
sunuz?gibi. Kim demiş bu gençler ilgisizin dibi diye.Vay be dedirten sorular demini
almıştı salonda.Arada ben de sordum onlara …İçlerinde Kafka ile tanışanlar
olmuştu. İskender Pala,Elif Şafak,Ahmet Ümit
ve nicelerini biliyorlardı.İçlerinden biri Hatice Altunay esprisini de yaptı.
Salonda ateşlendi genç kalemlerin kıvılcımı.Dosyasıyla geldi
turizm meslek lisesinden bir erkek öğrenci,benimle iletişime geçmek için
masamın üstündeki ayraçlara uzandı sevgi
dolu elleri.Çetibeli’nde okuyan öğrenciler çevrelemişti masamı. Hepsine imzalı
kitap ayraçları verdim.
“Öğretmenim biz kitap almasak da olur. Ayraçları imzalar
mısınız?” Çok teşekkür ettiler,sarıldılar bana.
Salonda epey
yüreğe dokunduğumu fark ettim. Bir dilde gençleri yargılamak,ötelemek ,yok saymak kolaydır.
Marmaris’te kaçımız kaç yüreğe dokunduk sessizce.Kaç acı ,sevinç ,öfke yazılır
bir günlükte. Kaç yorgunluk bir defterde dinlenir?Mektupları,günlükleri tarihe
gömdük. İçimizdeki mucize sustu.
Eğitimci
yazarlara sahip çıksın Marmaris platformu.Dokunaklı öykülerinin kahramanları
yaşasın içimizde.. Eğilip bükülmesin zihinleri dolduranlar. Üç kuruş beş kuruş
için dilenci olmasın kimse.Ben salondaki tüm
gençlere kitabımı imzalayabileyim ederini sahiplenen kitleler
olabilmeli. Yazdıklarımı düşünmeliyim ve ardımdan nice büyüteceğim filizleri
düşünmeliyim.
Kafamda bir yığın
öğrenci- öğretmen seçkileri var . Birkaç öğrencimle çıkmak istiyorum
yola.Hazırlıklara başladık bile . İş dayanıyor nasıl basılacak ? Basım ederi
filan …Diyorum ya destek olunsa bir görün Marmarisli ne çok genç yazarı konuşur
oluruz.Marmaris’in bozduğu gençlik demek kolay.Sen ne yapıyorsun bir genç için?Ağzı
laf yapmaktan öte “mış” gibi adamlar olmaktan öte ne yapıyoruz.
Marmaris
okur,Marmaris yazar diyebilmek için kaç varlıklı varlığına varlık katarken
,birazcık da eğitimi ve eğitimin içindeki genç kalemleri düşündü?Ben yoluma
engel değil ,destek verecekleri arıyorum.Çok mu ütopik yol arayışım?
Genç
kalemleri,Genç kalemlere gönül verenleri tüm zorluklarına rağmen alkışlıyorum.
22OCAK 2016
Hatice ALTUNAY -KHA
Hiç yorum yok
hakaret içeren ve alâkasız yorumlar yayınlanmayacaktır. Hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir.