REKLAM ALANI

KHA HABERLER

Şebnem Bursalı: Milletin terazisinde vefa ağırlığı


Siyasette vefa, bana göre her şeyden önemli. Liyakat kadar, doğru ve dürüstlük kadar ve hatta bütün bunlardan daha önemli vefa. Hem birlikte yol yürüdüğün kişilere hem de sana güvenerek oy veren millete karşı. 1 haftadır ismi etrafında dönen onca söze, onca iddiaya karşı ağzını açıp tek bir söz etmeyen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, nihayet Cumartesi günü konuştu! Konuştu ama, aslında milyonlarca insanı pek şaşırtmadı. Beklenen içerikte bir açıklama yaptı. Dedi ki; "Bir faninin ulaşabileceği bütün makamlara ulaşmış vaziyetteyim. Ne ben ne de ailem herhangi bir beklenti, arzu içinde değiliz" dedi ama sonra da "Geniş bir mutabakat olursa üstüme düşeni yapmaktan da çekinmeyeceğimi söylemiştim" dedi. Yani; 1 haftadır hakkında söylenen her şeyin doğru olduğunu itiraf eden sözlerdi bunlar. Bakınız; elbette bir göreve talip olmak ne ayıp ne de belli kişilere has bir durum değil. Ama; siz eğer, sizi milletvekilliği, bakanlık, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı'na taşıyan partinize, yol arkadaşlarınıza ve her şeyden önemlisi size her daim "kardeşim" diyerek altın tepside bütün makamları düşünmeden sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı vefanızı böyle mi gösterecektiniz? Kaldı ki; Türkiye'de ekonomi ve siyasetle ilgili "sözde" kaygılarınızı da anlayabilmek ve bu iddiaları kabul edebilmek mümkün değil.
Gelelim; "geniş mutabakat" dediği kesimlerin başını çeken parti ile Gül'ün yıllar içindeki ilişkisine. 28 Şubat zamanında CHP değil miydi doğrudan ve dolaylı olarak o dönem Gül'ün de bakan olarak yer aldığı seçilmiş hükümete vesayet güçleriyle saldıran? Peki; yine aynı CHP değil miydi 2007 yılında Gül'ü Cumhurbaşkanı seçtirmemek için yine vesayet güçleri ile işbirliğine giden CHP'nin uydurduğu 367 garabeti ile demokrasinin sürüklendiği uçurum. Bugün "geniş mutabakat" dediği CHP bütün bunları Gül'e karşı yaparken, hiç tereddütsüz kendisinin hakkı olan Cumhurbaşkanlığını "kardeşim" diyerek kendisine sunan da Recep Tayyip Erdoğan idi. Dediğim gibi; vefa, siyasetin olmazsa olmazı ama bu milletin terazisinde herkesin ağırlığı belli zaten!

GÜNÜN FOTOĞRAFI



Bana vefanın fotoğrafını göster deseler bunu gösteririm. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdullah Gül'ün babası Ahmet Hamdi Gül'ün cenazesinde gözyaşlarını tutamazken..

​KILIÇDAROĞLU'NUN YALANI

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partilileriyle buluştuğunda doğal olarak konuşmalarının heyecan dozunu arttırıyor. Heyecanda bir sıkıntı yok da; söylediklerinin doğruluk derecesi de epey bir azalıyor. Siyaseten söylediği sözlere, siyasetçiler cevap verdiği için bugün o sözlere girmeyeceğim.
Ama; olayın yaşayanı ve direk tarafı olarak bir konuda itirazım var. Şöyle ki; 1989-1993 yılları arasında Ankara'daki üniversite yaşamım sırasında Kredi Yurtlar Kurumu'na (KYK) bağlı kız öğrenci yurdunda kalmış bir genç idim. Gerçi ben o gün de eksik imkanlara rağmen, bize en azından sıcak bir yatak, güvenli bir yuva ortamı sağladığı için de devletime şükran dolu idim ve hiçbir zaman bunu inkar da etmedim. Yıllar geçti, ben mesleğini eline almış, kendi ayakları üzerinde duran bir kadın gazeteci olarak KYK'ların düzenlediği panellerde, KYK yurtlarında kalan kız ve erkek öğrenci kardeşlerimle birlikte olma imkanı buldum. Son 1 yıldır bu buluşmalarımız Türkiye'nin değişik yerlerindeki yurtlarda oluyor. Ve onlarla buluşmalarımda da söylüyorum, bugünkü KYK'ların geldiği noktayı, benim kaldığım dönemdeki yurtlarla kıyaslamak bile abes! Benim zamanımda sadece barınma amaçlı olan yurtlar, bugün bildiğiniz yaşam alanları ve kampüsleri olmuş.

15 YILDAKİ BÜYÜK DÖNÜŞÜM
Benim zamanımda 10 kişi aynı odada kalır ve hem yıkanmak hem temizlik amaçlı ihtiyaçlarımız için saatlerce sıra beklerken, şimdi en fazla 3'er kişilik odalarda, herkesin kendi çalışma masası ve düzeninin olduğu, 24 saat spor yapılabilecek fitness imkanları, 24 saat internet bağlantısı ve yeşil alanlarla dolu bahçesi bir yana, günde ortalama 15 çeşit yemeğin açık büfe olarak sunulduğu muhteşem bir yaşam alanları ile resmen çağ atlamış bir yurt imkanı var. Yurtlarda kalan öğrenci arkadaşlarımıza çok değişik alanlarda sunulan eğitim imkanları ve tatil imkanları da cabası. Bakın bu imkanlar son 15 yılda bu hükümet zamanında, özellikle ve bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı ve takibiyle olduğuna bizzat ben de şahidim, tüm Türkiye de şahit. Şimdi gelelim yazının başındaki sözlerime; Cumartesi günkü il başkanları toplantısında CHP Lideri eleştirilerde hızını alamayıp, AK Parti hükümetlerinin daha "yurt sorununu bile çözemediğini" söyleyince resmen yerimden zıpladım, acaba yanlış mı anladım dedim. Ama maalesef doğruydu duyduklarım, kulaklarıma inanamadım. Son 15 yıldaki muazzam dönüşüme bizzat yaşayarak ve deneyimleyerek şahit olmuş bir kişi olarak CHP Lideri'nin bu sözlerine şiddetle karşı çıkıyorum. Ve açıkça söylüyorum; yalan söylüyorsunuz..

DERİN SÖZ
Vefa nedir, bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, sır dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa; ötelerin sonsuz mükafatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır. MEVLANA
.

Hiç yorum yok

hakaret içeren ve alâkasız yorumlar yayınlanmayacaktır. Hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir.