REKLAM ALANI

KHA HABERLER

Zakir KAYA: KÖŞE YAZIMIN KONUSU SİYASİ İRADEYE ÖNERİLERİDİR ...






    Dünyanın başına musallat olan bir virüs var ve olabildiğine kıyıcı; affı yok... Tüm dünyada hastalığı zayıflatan
 ya da ortadan kaldırabilecek açıklanmış bir ilaç veya aşı yok maalesef. Gelişmiş ülkelerde bu konuda çalışmalar var,
 bizde de çalışmaların başlatıldığı açıklaması yapıldı. 

Rakamlar günden güne artıyor. Özellikle olgun yaşa zarar veren corona 
virüsü almış başını gidiyor... Tüm dünya, çözümü temizlikte ve kalabalık ortamlardan uzaklaşmada arıyor. 
İnsanlar temizliğe teşvik ediliyor; hatta ülkemizde olduğu gibi yaşlılar evlerinden çıkartılmıyor.
Hastalık, zengin-fakir demeden her sosyal konum sahibi insana bulaşmakta fark gözetmiyor.

Bu yazımda rakamlara yer  vermeyeceğim, zaten herkes bu konuyu güncel olarak izliyor. Yani basın mensuplarımızdan bahsediyorum, günde binlerce kez rakamları yazıyor,
okurlarını bilgilendiriyorlar.

 HAVA İLE BULAŞMIYOR 

Bu salgına önlem olarak; maske, eldiven önemli; ama asıl önemlisi 2 metre mesafeden daha yakın bulunmamak. Bu mesafe ile, bulaşma riski çok zayıf. Tavsiyem, aranızda mesafeyi korumanız, el temasından kaçınmanız ve dezenfekte işlemini sistemli olarak yapmaya gayret etmenizdir; ki bu şekilde virüsün sizlere zararı dokunmayacak ve bulaşmayacak şekilde önlem almış olursunuz.

Ben, olayı farklı bir bakış açısı ile değerlendirmek çabasındayım. 
Türkiye’yi yönetenlere gelelim: Ben ne istiyorum?
Siyasilerden istediğim şu:
Kısa ve öz olarak çok acil yapılması gereken, Toprak Mahsulleri Ofisi stoklarını eritmemeli, ihracatı kapatmalı. Mümkünse buğday bakliyat ithalatına hız vermeli. Vadeli yurt içi satışlarını durdurmalı, gerek duyulduğunda kişi başına yıllık planlama ile un, gıda maddeleri, bakliyat -sebze olaraksa patates gibi doyurucu özelliği olan çeşitli ürünleri- pirinç, makarna, yağ, şeker, tuz, et gibi temel ihtiyaçları hazır bulundurmalı. Kahvehane, kuaför gibi işyerleri kapatılan esnaflara ve dar gelirli ya da gelirsiz olanlara insanlık eli uzatmalı. 
Bunun tespiti için de mahalle muhtarları ve kaymakamlık/valiliklerden yardım yerine, vergi dairesi geliri ile TC vatandaşlık numarasının taratılıp kimin 
vergi verecek gücü yok, kimin işi yok, kimin yıllardır banka hesabında para görünmüyor, kim icralık, kim borçlu,... gibi durumda olanları, bilgisayar programları yardımı tespit etmek gerekir. Bu zayıf ekonomili, evsiz barksız vatandaşlar tapu sicilden de bilgi alınarak tespit edilmeli; bu gerçek fakirler tespit edildikten sonra herhangi bir yere müracaatları beklenmeden, devlet eli ile imza karşılığı destek hak sahibine teslim edilmelidir. Bu yöntem, TOKİ dağıtımında da dikkate alınarak bu vatan evlatlarına iş, aş, ev imkanı tanınmalıdır. Şayet  bu virüs olayı, ilk bahara denk gelmese kış ayı içerisinde olsa, sokaklarda yaşayan insanların çoğu daha büyük zorluklar çekecekleri muhakkaktı. Vurgulamak istediğim şudur: Adil bir devlet, halkının içindeki gerçek fakir fukaranın; tespit edilen listelerin dışındaki gururlu çoğunluğun iç sesini duyabilen bir devlet…


Gelelim virüs meselesine. Ne kadar sürer, ne zaman aşı bulunur ya da olan aşı ortaya çıkar mı meçhul... Alacağımız gıda tedbirleri ile ve yoksullara, çalışamayanlara yapılacak önerdiğim şekildeki tespitler, kayıplarımızın azalmasına vesile olabilir.
Bir şekilde virüsten kurtulsak bile; açlıktan ölümler, soygunlar, hırsızlıklar ve karaborsa stokçularının zulmünden korunmanın yolu bence budur. Mutlaka
 bu konuyu mevcut siyasi irade de biliyor ve çözüm üretmeye çabalıyordur. Sonuçta ülkemiz Müslüman ve komşusu açken tok yatmaz. Ricalarım şimdilik bu kadardır.
Umarım yazımı paylaşır, okuması gereken kişilere ulaştırırsınız. Sonuçta ben yazımı sizin beklentilerinize dayanarak kaleme alıyorum; yani onurlu Türk yurttaşlarım adına...

Açlık, virüsten çok öldürür. 

Saygılarımla, Zakir Kaya - Sizden biri…

Hiç yorum yok

hakaret içeren ve alâkasız yorumlar yayınlanmayacaktır. Hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir.