Zakir Kaya:Kötü Örnek Ağrılılar, Ağrılılara Mal Olamaz – Olmamalı

 

Ağrılıların onuru, kişisel çıkar kavgalarının gölgesinde kalamaz. Haklı iddialar bile küfür ve hakaretle kirlenirse, kaybeden tüm topluluk olur.

Giriş

Son aylarda, Ağrılı hemşehrilerimizin adını siyasetten belediye şirketlerine, oradan da ulusal medya manşetlerine taşıyan tartışmalar yaşanıyor. CHP İzmir İl Başkanlığı’ndaki bazı Ağrılı isimlerin, İZBETON’daki Ağrılı yöneticilerin ve ulusal medya gruplarında adı geçen Ağrılı şahısların yer aldığı soruşturmalar, “Biz nasıl bu hale geldik?” sorusunu sorduruyor.

Sosyal Medyada Yeni Kriz

Şimdi ise “Ağrılı” rumuzuyla kendini gazeteci ve medya mensubu olarak tanıtan bir kişi, Ağrı Federasyonu hakkında ciddi ifşalarda bulunuyor; başkanı ve yönetimi hedef alıyor. Sosyal medyada karşılıklı meydan okumalar, ağıza alınmayacak küfürler ve hakaretler havada uçuşuyor. Bu dil, yalnızca tarafları değil, tüm Ağrılıları karalıyor.

Haklı mı, Haksız mı?

Bunu şu aşamada kesin olarak bilemeyiz. Ancak haklıysa, belgelerini savcılığa sunmak yerine neden sosyal medyada küfürle harmanlanmış ifşalar yapıyor? Haksızsa, suçlananlar neden savcılık ve emniyete başvurmuyor? Bu soruların cevabı, olayın kişisel bir çıkar çatışması mı yoksa gerçek bir kamu yararı mı taşıdığını ortaya koyacaktır.

Net Tavır

Bir Ağrılı olarak tavrım nettir:

• Küfür ve hakaret dili meşru değildir, haklı davayı bile kirletir.

• Tarafsızlık ilkesi gereği, bu üslubu kullananlar kim olursa olsun dışlanmalıdır.

• Şaibelerle anılan kişiler, temize çıkana kadar görevlerinden çekilmelidir.

• İfşacı, bu kadar iddiayı ortaya koyuyorsa, kendini gizlemek yerine adını ve belgelerini ortaya koymalıdır.

Çağrı

Bu noktada görev, Cumhuriyet savcılarına ve emniyet mensuplarına düşmektedir. Ağrılıların adını kirleten, toplumu kutuplaştıran ve nefret dilini normalleştiren herkes hakkında gerekli soruşturmalar derhal başlatılmalıdır.

Ağrılılar Birlik Manifestosu

Biz Ağrılılar;

• Kişisel çıkar kavgalarının değil, ortak değerlerin temsilcisiyiz.
• Hakikati savunurken, üslubumuzu onurumuzla ölçeriz.
• Birkaç kişinin hatasının tüm topluluğa mal edilmesine izin vermeyiz.
• Ata-baba geleneğimizin bize bıraktığı en büyük mirasın şeref olduğunu biliriz.

Onurumuzu korumak, hem gerçeği savunmak hem de bunu şerefli bir üslupla yapmakla mümkündür.