Ademin Çocukları Ve Barış
Ademin Çocukları Ve Barış
Ararat işte alır götürür evrenin karanlığına ve sonra temaşa edersin yitirilmiş tarihi, namı diğer Ağrı, Agıri, Karaköse, Karakilise. Vermiş Allah en yüksek dağını, cezbedici ve dimdik.
Umuttur Ararat, sevdadır, hüzündür ve başkaldırır…
Hücrelerin şaha kalkışında canlı şahididir Mezopotamya’nın.
Evet düşlerdeyim, nedense aklımda Habil ve Kabil kardeş kanını toprağa akıtan Âdem peygamberin çocukları var. Sonra kirlenmiş dünya dehşet gününden bu güne Mezopotamya dedikleri Ortadoğu topraklarından ölüm, acı, ihanet, kan, ağlayan analar, babasız kalan çocuklar ve mezarı meçhul katledilenler. Zulüm hiçmi hiç durmamış ağlamış yeryüzü ve kahretmiş kendini insanlık.
Sonra o meşhur ayet Habil’le Kabil’e ve insanlığa şöyle diyordu.
^^ Kim bir insanı bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse o sanki bütün insanlığı öldürmüş gibidir. And olsun ki Resullerimiz apaçık deliller getirdiler ama onların birçoğu bundan sonrada yeryüzünde aşırı gitmektedirler. ^^
Tabi ki insanoğluna gelen bu mesajı da dinleyen olmadı. Çünkü kan bürümüştü gözlerini ve fesat ruhlarını satın almıştı, Hızla ilerlerken zaman insanlık çıkıyordu kendi mertebesinden vahşi, barbar ve zalim.
İnsanlık hırsı cihan oldu olalı hiç durmadı; çıldıran, saldıran, sömüren ve utanç satırlarıyla doldu her yan. Ağladı gökyüzü fakat anlayan olmadı.
Düş kuruyorum işte Ararat’ ta Murat suyu kenarında ve Kösadağa bakarken ‘’ Evdalé Zeynıké’nın meskeni büyük Dengbej büyük ozan.’’
Sümerlerde Allah lık yapan rahipler geliyor aklıma ve insanlık için çalışan filozoflar sonra Kızıldeniz de Tanrıya yalvaran zalim Firavun ve yerin dibine batan paragöz Karun ürperiyorum.
Geninde var öldürmek insanoğlunun. Kardeşini öldüren bir soydan geliyor. Peygamber yakan Nemrut ve sonra filozoflar Sokrates, Descartes, Ehmedé Xani, Hayyam, Mevlana, Bedüüzzaman Saidé Kurdi, Faqıyé Teyran hep aklımda. Düş işte Feodaller, Saraylar, Reformlar, Rönesanslar, İhtilaller ve Demokrasi...
Akan bir deryadır hayat ve kaynağı son bulacak olan.
Padişahını öldüren yeniçeriler düşlerime misafir oluyor ve sonra kardeş katlını helal kılan sultanlar, içki ve tütünden ölenler, aklını kaçıranlar, haremler ve darbeci ihtilalciler…
Üzülüyorum kahroluyorum ve düşlere esir oluyorum. Hep insanlık, hep zulüm, hep yok oluş…
İnsanları fırınlarda yakan Hitler, Halepçe’de Kürtleri katleden Saddamlar, Maraş’ta, Sivas’ta, Zilan’da, Dersim’de soykırım yapanlar…
Ağlıyorum, beddua ediyorum ve kahroluyorum.
Evet, düşlerimden kurtulup size dönmeliyim. İnsan mutlu olmak, özgürce, canca, kardeşçe yaşamak için tarihini sorgulamalıdır ve düşmemelidir karanlığın kucağına. Sevmelidir, yüceltmelidir ve değerli kılmalıdır. Kendisini, dünyasını, insanlığı.
Türkçe olimpiyatlarını izlerken yine düşlerime esir düştüm, ben bir düş yoksunuyum biliyor musunuz? Düşler söyler ben yazarım.
Dünyanın her yerinden farklı dilde ve farklı ırkta rengi, sosyolojisi, psikolojisi, ekonomisi ve değişik düşleri olan yüzlerce tertemiz ve gelecek yarınlara umut veren o güzelim çocukların sonradan öğrendiği Türkçe dilinden şarkı söylemeleri elbette etkileyici ve değerlidir. Kendi dillerini, şivelerini bir kenara bırakıp dünya çocuklarının kardeşlik, barış, dostluk ve mutlu bir dünya resmini Türk diliyle çizmeleri yine eskilere götürdü beni.
Kendi yasak dilimi hatırladım. Yıllarca konuşamadığım ve konuştuğumda, şarkısını dinlediğimde cezalandırıldığım dilimi. Sonra faili meçhul cinayetleri, sürgün, ölüm, hapis ve yok edilişi ve ağladım geçmişin karanlık yüzüne tükürdüm, darbecileri lanetledim. Ve kardeş kavgasını düşündüm, bitmeyen amansız bir yok oluşu.
Evet, ne diyordu yaradan ayetinde.
^^ Göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin ayrı olması onun ayetlerindendir şüphesiz bunda alimler için gerçek ayetler vardır.^^
Yok yok şimdi hiçbir şey eskisi gibi değil ve olmayacakta…
Barış ve kardeşlik kutsaldır herkes özgürlüğe bir adım daha yakın. Dünya herkese her dilde her canlıya yeter.
İyi şeyler olacak biliyorum, düşlerim beni yanıltmaz biliyorum, silahlar susacak her yer bayram havasında mutluluk yaşayacak ülkemde güller açacak, barış kardeşliği güçlendirecek. Ülkeme nifak koymak isteyen darbeci zihniyet yok olacak mutlu olacak ülkem.
Evren güzelleşecek ve her dilde her iklimde barış olacak, ağlamayacak analar ve babasız kalmayacak çocuklar ve güller açacak sonsuzluğa.
Güller açacak ülkemde….. DİNÇER ÇANKAYA -KHA
Hiç yorum yok
hakaret içeren ve alâkasız yorumlar yayınlanmayacaktır. Hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir.