REKLAM ALANI

KHA HABERLER

Zakir Kaya:Cuma Namazının Anlamı Nedir Değişikliğe Uğradı mı

Zakir Kaya: Cuma Namazının Anlamı Nedir Değişikliğe Uğradı mı



Müslümanların kutsal günü Cuma’dır  Cuma namazı toplantılarına önem verir  ihtiyaç sahiplerine ekmek aş zekât dağıtılırdı, olan olmayana olanı bölüşür vaazlar yapılır , o haftanın önemli meseleleri konuşulurdu. İşte bu yüzden işe ara verilir sosyal meseleler konuşulurdu ibadet ,istişare ve tatildi.





Hıristiyanlıkta ibadet hangi gün yapılır?

Haftalık İbadet

Pazar günü, sabah ve akşam iki vakitte yapılır. Pazar günü yapılan ayinin özel bir önemi vardır. Bu gün “İsa'nın diriliş günü” olarak kabul edilir. Hıristiyanlıkta İsa-Mesih'in her hafta dirildiğini hatırlamak amacı ile haftalık ibadet icra edilir.

 

Yahudilerin kutsal günü nedir?

Şabat Gününü Yahudiler kutlar ve bu gün Cumartesi gününe tekabül eder. O gün Yahudilerin çalışması, avlanması ve kendisini yoracak işler yapması yasaktır. Tevrat'a göre Tanrı dünyayı altı günde yaratıp yedinci günü dinlendiği için, Yahudilerin de buna uyup Cumartesi günleri dinlenmeleri gerekir.

 

                                      Cuma günü hakında araştırmam

Resûlüllah Medine’ye gelmeden önce buradaki Müslümanlar Cuma kılıyordu. Resûlüllah gelince bu uygulamayı benimsedi ve devam ettirdi. Nihayet Peygamberliğinin son yıllarına doğru nâzil olan Cuma suresiyle de, bu namaz farz olarak belirlendi. Kısaca ilgili âyet inzal edilene kadar öğlen namazı vaktinde, Müslümanlar kadınlı erkekli toplu olarak cemaa-Cuma namazı (toplu namaz) kılıyorlardı.

Resûlüllah iki rekâtlık namazın ardından hutbeye çıkar çeşitli nasihatlerde bulunurdu. Yani hutbe, şimdi olduğu gibi iki rekât olarak kılınan namazın önünde değil ardındaydı.

Hutbeyi namazdan önce okuma uygulaması Emeviler döneminde başlatıldı. Peygamberimiz dönemi dahil  Emevilere kadar namaz sonrasında hutbe okunuyordu. Emevilerin hutbeyi öne almalarının sebebi ise, namazdan sonra Emevi propagandası hayli uzun sürdüğü için halkın dinlemesini sağlamaktı?.

Dikkat ederseniz Bayramlarda hutbe namazdan sonra okunur. Başlangıçta Cuma'da da uygulama böyleydi. Fakat açıkladığımız malum nedenlerle değişmiş oldu.

Anlayacağınız Cuma ayetinin inzali Medine’nin son yıllarına doğrudur. O tarihe kadar müminler zaten kadınlı-erkekli namaz kılıyorlardı. Dolayısıyla bayanlara Cuma namazının farz olmadığı gibi bir anlayış yok. Bunun en büyük delili ayetin inzalinden sonra da kadınların Cumaya/Camiye geliyor olmalarıdır.

Haddizatında bayanların Cuma günü camiye gelmeleri uygulaması, halifeler zamanında da devam etmiştir.


Az önce de söylediğim gibi, Peygamber döneminde hutbeler, namazdan sonra okunurdu.
Câbir b. AbdiIIâh dedi ki, “Bir Cuma günü Resûlüllah hutbe okurken şehre bir kervan geliverdi. Resûlüllah'ın ashabı hemen ona doğru koşuştular. Yanında on iki kişiden başka kimse kalmadı. Kalanların içinde Ebû Bekir ile Ömer de vardı. Bunun üzerine Cuma suresinin son şu âyet nazil oldu ve Cuma suresinin son âyetini okudu.”

Hemen hatırlatalım Resûlüllah hutbe verirken Mescid’de kalanların çoğu bayanlardır.

Rivayette işaret edilen âyette Resûlüllah’ı hutbede bir başına bırakanlar şöyle yerilmiştir:

“Bazıları bir ticari kâr veya dünyevi menfaat gördükleri, ya da bir eğlence olduğunu görünce, hemen ona doğru koştular ve seni ayakta (hutbede) tek başına bırakıverdiler. Onlara de ki, “Allah katında elde edeceğiniz mükâfat eğlenceden ve ticaretten daha önemlidir. Unutmayın ki, her türlü rızkı veren Allah’tır.” (Cuma 62/11).

Arap geleneğinde bir ticaret kervanı veya savaştan zaferle dönen kervan şehre girerken, sevinç gösterileri yapılır ve halk kutlamalarla kervanı karşılardı. Rivayete göre Resûlüllah hutbe irad ettiği sırada şehre kervan gelmişti. Kimi iddialara göre ise o süreçte kısmen bir kıtlık vardı. Ticaret kervanı gelince, bir şeyler elde etmek veya erkenden bir şeyler temin etmek için insanlar hutbe dinlemeyi bırakıp kervana doğru koşmuşlardı. İlgili âyette Resûlüllah’ı terk edenlerin bu tavrı yerilmektedir.

Peki Resûlüllah döneminde Cuma kaç rekât kılınıyordu? sadece iki rekat. Evet, yanlış okumadınız sadece iki rekât.

Malum olduğu üzere Medine’ye hicrete kadar namazlar zaten iki rekâttı. Kesin tarih verilmez, fakat hicretin ikinci yılına doğru Resulüllah iki rekâtı dörde çıkarmıştır. Ancak Cuma namazını çıkardığına dair herhangi bir bilgi yoktur.

Diğer namazlarda olduğu gibi, Resûlüllah öğlen namazı veya Cuma namazı öncesi ve sonrasında, evinde kimi zaman iki, kimi zaman dört veya altı rekât sünnet diye bildiğimiz namazları kılıyordu. Ancak dikkat edin bunları evinde kılıyordu. Bu uygulamasından hareketle Cuma öncesi ve sonrası dört rekât sünnet kıldığına dair yorumlar yapılmış ve öylece uygulana gelmiştir.

Peki, sadece iki rekât farz kılınsa Cuma kılınmış mıdır? Cevap, evet kılınmıştır.

Sünnetleri de kılarsak ne olur. Söyleyeyim nurun alâ nur olur. Yani elbette ki, iyi olur, fakat mazereti olan kılmazsa ve sadece iki rekat kılarsa Cuma kılmış olur mu? Elbette ki, kılmıştır ve herhangi bir sorumluluk yoktur

Beğenmediğimiz Vehhabi Suud’larda bile bu uygulama yürürlükte.

Cuma namazı bayan-erkek her akıl sahibi ve reşit insana farzdır ve artık bu hususu yüksek sesle dillendirmeliyiz.

Âyetteki “Yâ Eyyühellezîne âmenû… Ey İman edenler” hitabı, sadece erkekler için midir? Kadınlar bu hitabın nasıl olur da dışında kalır.

Keza ayette işaret edilen, namazı bitirince “Allah’ın size lütfundan nasibinizi arayın ve Allah’ı çokça anın ki, kurtuluşa eresiniz” (Cuma 62/10) hitabı, sadece erkekler için mi?

Son not: Emeviler dönemine kadar. Cuma namazı ihtiyaç sahiplerine ekmek aş zekât dağıtılırdı, olan olmayana olanı bölüşür vaazlar yapılır , o haftanın önemli meseleleri konuşulurdu. İşte bu yüzden  işe ara verilir sosyal meseleler konuşulurdu ibadet istişare ve tatildi .Cuma günü önemliydi. şimdiki gibi Cuma kutlama mesajı atılmazdı . İhtiyacın nedir diye sorulur, herkes bir şeyler getirir ortaya döker ihtiyaç sahipleri bu bırakılan gıda giysilerden faydalanırdı.
Tavsiyem cumanızı kutlarım yerine bir ihtiyacınız var mı diye sevdiklerinize sorun, yok bu zorsa ibadetleriniz kabul olsun deyiniz.
  Saygı ve sevgilerimle.  Zakir Kaya



 


Hiç yorum yok

hakaret içeren ve alâkasız yorumlar yayınlanmayacaktır. Hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir.