Zakir Kaya"Hilye-i Şerif ne demek anlamı ve hakkın'da her şey.
Hilye-i Şerif : Peygamber Efendimiz'in güzel özellikleri
Peygamberimiz'in boyunu, saçlarını, yürüyüşünü, güzel özelliklerini anlatan, O'nu öven eserlere Hilye-i Şerif deniliyor. Sevgili Peygamberimiz diğer insanlar gibi fani ömrünü tamamlayınca, bazı arkadaşları O'na olan hasret,özlemlerini hafifletmek için, O'nun ahlâkının büyüklüğünü, yüzünün güzelliğini ve diğer özelliklerini yazmışlar. Hazret-i Ali, Hazret-i Aişe, Hazret-i Ebu Hureyre ve diğer sahabeler yazılanları yanlarında taşımaya başlamışlar. Böylece, Peygamberimiz'i göremeyen insanlar, O'nun özelliklerini öğrenerek ona olan iştiyak,sevgi,hasret,özlemlerini gidermiş, bir anlamda O'nu tanıma imkânı bulmuşlar. Hilye yazma geleneği asırlarca devam etmiş. Peygamberimiz'i seven insanlar, yüzlerce yıl Hilye-i Şerif'i üzerlerinde taşımışlar.Evlerine bereket ve mutluluk getireceğine inanmışlar. Osmanlı döneminde Hafız Osman isimli büyük hattat, hilyeyi ilk kez levha olarak hazırlamış. O zamandan sonra, hattatlar, yazı yazmadaki hünerlerini ve becerilerini kullanarak benzersiz hilyeler yazmışlar. Sadece hattatlar ilgilenmemiş hilyelerle. Şairler, Efendimiz'i öven şiirler kaleme alarak yazdıklarını güzelleştirmişler.
Hilyenin Türkçe anlamı: Çoğu örnekte Hazreti Ali'nin rivayetine göre yazılan hilye metninin Türkçe anlamı şöyle: "Hazreti Ali (Allah ondan râzı olsun), Hazreti Peygamber'i (Allah'ın salât ve selamı onun üzerine olsun) vasfettiği zaman şöyle buyurdu: Hazreti Peygamber'in boyu ne çok kısa ne de çok uzundu, orta boyluydu. Ne kıvırcık kısa, ne de düz uzun saçlıydı; saçı kıvırcıkla düz arasındaydı. Değirmi (yuvarlak) yüzlü, duru beyaz tenli, iri siyah gözlü ve uzun kirpikliydi. İri kemikli ve geniş omuzluydu. Göğsü ortadan karnına kadar kılsızdı. İki avucu ve tabanları dolgundu, yürüdüğü zaman sanki yokuş aşağı iner gibi rahatlıkla giderdi. Sağına ve soluna baktığında bütün vücuduyla dönerdi. İki omuzu arasında "Nübüvvet Mührü" vardı. Bu, O'nun son peygamber oluşunun nişânesiydi. O, insanların en cömert gönüllüsü, en doğru sözlüsü, en yumuşak huylusu ve en arkadaş canlısıydı. Kendilerini ansızın görenler, heybeti karşısında sarsılırlar; fakat üstün özelliklerini bilerek sohbetinde bulunanlar, O'nu her şeyden çok severlerdi. O'nun üstünlüklerini ve güzelliklerini tanıtmaya çalışan kimse: 'Ben O'ndan önce ve O'ndan sonra, Resûlullah gibi birini görmedim...' diye O'nu övmede yetersizliğini itiraf ederdi. Allah'ın salât ve selâmı onun üzerine olsun." (Amin,amin,amin...)
Hiç yorum yok
hakaret içeren ve alâkasız yorumlar yayınlanmayacaktır. Hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir.