REKLAM ALANI

KHA HABERLER

MGK'dan son uyarı: Müdahale hakkımız saklıdır

Milli Güvenlik Kurulu’nun dün üç saat süren toplantısı sonrası yayınlanan bildiri, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ni bir yandan uyarırken, diğer yandan yönetime referandum yanlışından dönmesi için çıkış yolu göstermeyi de ihmal etmedi. Bildirinin sonundaki “Tüm ikazlarımıza rağmen bu referandumun yapılması halinde Türkiye, ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını mahfuz tutar” cümlesi, Türkiye’nin neyi, ne zaman, hangi yöntemlerle yapacağını saklı tutan “çok ciddi bir uyarı” niteliğinde.

MGKdan son uyarı: Müdahale hakkımız saklıdır
İKİ ANLAŞMAYA ATIF VAR
Anlaşmalarla kast edilen, Türkiye ve Irak arasında 1926 ve 1946 yılında imzalanmış anlaşmalar. Türkiye, 5 Haziran 1926’da Ankara’da imzalanmış anlaşmanın özellikle 5. maddesinin kendisine müdahale hakkı verdiği görüşünde. Sözkonusu madde aynen şöyle: “Taraflardan her biri, birinci maddede belirlenen sınır hattının (şu anki mevcut sınır) kesin ve bozulmaz olduğunu kabul ederek bunu değiştirmeye matuf her türlü teşebbüsten sakınmayı taahhüt eder.” 
1946 yılında yapılan ve 1947 yılında TBMM’de kabul edilen Türkiye ile Irak arasındaki “Dostluk ve iyi komşuluk Anlaşması”nın 1. maddesi de “Anlaşan taraflar birbirinin ülke bütünlüğüne ve 1926 tarihli anlaşma ile belirtilmiş ve çizilmiş olan aralarındaki hududa riayet etmeyi taahhüt ederler” ifadesini içeriyor. 

ULUSAL TEHDİT UNSURU 
Türkiye, Irak’ın sınırlarının değişilmezliğini garantiye alan bu anlaşmalara aykırı şekilde yapılacak bağımsızlık referandumu gibi hareketi, kendi ulusal güvenliği için tehdit unsuru olarak görüp, müdahale hakkı doğacağını savunuyor.

ÇIKIŞ YOLU DA GÖSTERDİ
Ankara, MGK bildirisinin sonunda yer alan bu uyarıdan önce Barzani’ye çıkış yolunu göstermeyi de gözardı etmedi. Referandumdan vazgeçilmesini, bunun için vaktin olduğunu hatırlatan MGK bildirisinde, IKBY’ye, Irak merkezi hükümeti ile olan sorunlarının anayasal temelde görüşmeler yoluyla çözülmesi önerilerek, Türkiye’nin Erbil ve Bağdat arasında arabuluculuk yapmaya ve katkı sağlamaya hazır olduğu mesajı da net şekilde verildi. 

IRAK’IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ
Ankara, MGK bildirisiyle Irak’ın her bölgesi, etnik ve dini yapısıyla toprak bütünlüğünden yana olduğunu ortaya koyarken, referanduma sadece kendisinin değil, başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere merkezi Irak yönetimi ve uluslararası toplumun da karşı olduğunu hatırlattı.
İŞTE O MGK BİLDİRİSİ: GAYRİ MEŞRU KABUL EDİLEMEZ
IRAK Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani’nin 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu ısrarını sürdürmesi üzerine 5 gün önceye alınan eylül ayı olağan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı dün yapıldı. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu toplantılarına katılmak için bulunduğu ABD’nin New York kentinden gelir gelmez, Beştepe’ye geçti. Bir süre dinlenen Erdoğan, MGK’ya başkanlık etti. 3 saat 10 dakika süren toplantının ardından yapılan iki maddelik yazılı açıklamada şunlar kaydedildi: 

VAHİM BİR YANLIŞ
“İç ve dış güvenlik meseleleri tüm boyutlarıyla ele alınmış, başta FETÖ/PDY, PKK/PYD-YPG VE DEAŞ olmak üzere, ülkemizin millî güvenliğini tehdit eden tüm terör örgütlerine yönelik olarak kurulumuzca daha önce tavsiye edilen tedbirler gözden geçirilmiş ve mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği ifade edilmiştir. IKBY’nin 25 Eylül 2017 tarihinde düzenleyeceğini açıkladığı referandumun gayrimeşru niteliği ve kabul edilemezliği bir kez daha belirtilmiştir. Türkiye’nin milli güvenliğini doğrudan tehdit eden bu adımın, Irak’ın siyasi birliği ve toprak bütünlüğü ile birlikte, bölgenin barış, güvenlik ve istikrarı için de tehdit oluşturan vahim bir yanlış olduğu kuvvetle vurgulanmıştır.

VAKİT VARKEN VAZGEÇİLSİN
IKBY yönetimi, vakit varken referandum kararından vazgeçmeye davet edilmiştir. Bu takdirde, Irak merkezi hükümeti ile IKBY arasındaki meselelerin görüşmeler yoluyla ve anayasal temelde çözüme kavuşturulması için Türkiye’nin elinden gelen katkıyı yapmaya hazır olduğu kaydedilmiştir. Kuzeyiyle birlikte tüm Irak’ın; Araplar, Kürtler, Türkmenler, Ezidiler, Keldaniler, Süryaniler ve diğer toplumsal gruplardan oluşan çoğulcu yapısının, ancak ülkenin toprak bütünlüğü temelinde korunabileceği belirtilmiştir. Türkiye’nin yanısıra,Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, uluslararası toplum ve Irak merkezi hükümetinin de kabul etmediği bu yanlışta ısrar edilmesi halinde, Kuzey Irak’la birlikte bölgemizin tamamına zarar verecek vahim sonuçların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğu ifade edilmiştir. Tüm ikazlarımıza rağmen bu referandumun yapılması halinde Türkiye, ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını mahfuz tutar.”

Hiç yorum yok

hakaret içeren ve alâkasız yorumlar yayınlanmayacaktır. Hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir.