REKLAM ALANI

KHA HABERLER

Prof.Dr. Kamil Okyay Sındır Aday Adaylığı'nı ''ÇOŞKULU TOPLULUK EŞLİĞNDE'' Açıkladı.

CHP İzmir 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Prof Dr. Kamil Okyay Sındır  yoğun desteke aday adaylığını duyurdu. CHP İzmir İl Binası’nda aday adaylığını açıklayan Sındır’
 Ne Yoksulluğun Ne Baskının, Ne Ezilenin Ne Ezenin Olmadığı, İnsanca, Hakça Bir
 Düzen için’ aday olduğunu belirtti. Sındır TBMM’de İşçinin, İşsizin, Yoksulun, Ezilenin, Tarımın, Köylünün, Çiftçinin, Esnafın,  Emeklinin, Kadınların, Gençlerin, Çocukların, Emeklilerin,
 Engellilerin, LGBT’lerin, İnsanca Yaşam Mücadelelerinin yanında olacağını ifade etti



Geleceği Birlikte Kurabilmek 

Cumhuriyetimizin Aydınlanmacı Kazanımlarını Yaşatabilmek için,
Demokrasinin, İnsan Haklarının, Laikliğin, Adaletin, Özgürlüğün, Eşitliğin, Barışın ve 
Kardeşliğin Egemen Olduğu Geleceği Birlikte Kurabilmek için,
Büyük İnsan Mustafa Kemal Atatürk’ün Önderliğinde Cumhuriyetimizi kuran, 
Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimcilik ilkeleri 
doğrultusunda, başta Kurtuluş Savaşımız olmak üzere, özgürlük hareketlerinden, emek mücadelesinden ve evrensel dayanışmadan kaynağını alan sosyal demokrasinin, 
“insan hakları, hukukun üstünlüğü, özgürlük, eşitlik, dayanışma, barışçı ve adil bir dünya,
 emeğin yüceliği, sürdürülebilir ve dengeli kalkınma, gönenç, doğanın ve çevrenin korunması, çoğulcu ve katılımcı demokrasi” değerlerine dayanan; kadın erkek eşitliğine inanan;
 bu değerleri gerçekleştirmeyi hedefleyen; devleti, kişilerin özgürlüklerini ve refahını 
sağlamaya yönelik bir hizmet aracı olarak kabul eden çağdaş demokratik sol bir siyasal 
parti olan, 92 yıllık şanlı geçmişiyle ülkemizin en köklü partisi olmanın yanısıra; sağlam özünden 
ve halktan aldığı güçle ve bilim ve teknolojinin hızla değişim gösterdiği çağımızda kendi
 içindede devrimci kimliğiyle kendini sürekli yenileyerek bu değişime ayak uydurarak yeniden 
doğmuş gibi genç bir parti olan ve üyesi olmaktan onur duyduğum, Cumhuriyet Halk Partisinin 
çatısı altında


  Üreterek büyüyen ve paylaşarak gelişen bir ülkede insanca ve barış içinde yaşamak

·   Özellikle tarım, çevre, enerji, bilişim, yerel yönetimler, uluslararası ilişkiler ve demokratik örgütlenmeler konularında sahip olduğum bilgi birikimi ve deneyimlerimi yaşama 
geçirebilmek, ilimizin sosyal, ekonomik, kültürel ve tüm sektörleri itibariyle sorunlarını
 Yasama ve Yürütme organlarına taşımak, aynı şekilde Yasama ve Yürütmenin karar 
alma süreçlerinde siz değerli yol arkadaşlarım ve İzmir'li hemşerilerimle paylaşım ve 
dayanışma içinde etkin rol alabilmek için,

·   Her söz ve eylemimde hukuka saygılı, sorumlu, toplumun hak ve yararlarını 


gözeten bir anlayışla, demokrasinin ilke ve gereklerini esas alan bilimsellik, nesnellik,
 akılcılık ve kaliteden hiç bir zaman ödün vermeden ve aktif bir şekilde yer almak için,

·   Üreterek büyüyen ve paylaşarak gelişen bir ülkede insanca ve barış içinde yaşamak için,
·   Son 12 yılda; 20 kat büyüyen Kredi Kartı Borçlarına, 120 kat büyüyen Tüketici Kredisi Borçlarına, 63 milyar Dolardan 400 milyar Dolara ulaşan Cari Açığa, 4 kat büyüyerek 400 
milyar Dolara ulaşan Dış Borçlara ve 20 milyonun üzerine çıkan icra dosyası sayısına 
neden
 olan bugünkü iktidarın teslimiyetçi ekonomi politikalarına yeter artık demek için,
·   Eğitimde, sağlıkta ve yaşamın tüm alanlarında sosyal devletin yurttaşlık haklarının
 geri kazanımı için,
·   Yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması anlamına gelmeyen, tüm yurttaşlarımızın vicdan,
 ibadet ve din özgürlüğünün de güvencesi olan ve demokrasimizin vazgeçilmez bir parçası 
ve ülkemizin uygarlaşma sürecinde atılan en önemli adımlardan birisi olan “Laiklik” 
ilkesine başta Eğitim olmak üzere her alanda sahip çıkmak için, 
·   Nüfusumuzun % 15’e yakın bir kısmının yatağa aç girdiği, yoksulluğun % 35’lerin üzerinde olduğu, 3.5 milyona yakın potansiyel işgücünün işsiz olduğu, her 5 gençten birisinin işsiz,
 kayıt dışı istihdam oranının ise %36 olduğu (tarımda %84), 2.5 milyona yakın kamu 
işçisinin taşeronlaştırılarak sendikal hak ve güvenceden yoksun bırakıldığı ülkemizde yoksulluk
 ve istihdam sorunlarına çözümler üreterek bunları uygulamada da etken kılabilmek için,
·   Sermayenin emek üzerindeki mutlak egemenliğinin pekiştiği, zengin ve yoksul arasındaki uçurumun daralmak yerine büyüdüğü, gelirin ve yaratılan değerin hakça paylaşımı yerine
 yoksula lütufkâr bir sadakaya dönüştürülmesine dur demek için,
·   Emek sömürüsüne, yoksulluğa ve yolsuzluğa karşı mücadele etmek, grevli, toplu sözleşmeli sendikal hakların yaşama geçirilebilmesi için,
·   Fabrikalarda, tersanelerde, Zonguldak’ta Soma’da Ermenek’te ve daha nicelerinde binlerce 
metre yerin altında kömür madenlerinde ölüme terkedilen ve hatta öldürülen, grev ve toplu iş sözleşmesi hakları ellerinden alınmış veya bu haklarını kullanma talepleri karşısında işinden, ekmeğinden olan işçilerin emekçilerin, milyonların haklı mücadelelerinin yanında olmak için,
·   Dışa bağımlılığın arttığı ve %75’lere ulaştığı enerji sektöründe, %82’sini teşkil eden fosil ve tükenebilir enerji kaynakları yerine ulusal kaynaklara dayalı, yenilenebilir enerji kaynaklarını 
da içeren planlı ve sürdürülebilir bir politika izlenebilmesi için,
·   Doğal kaynaklarımızın rant uğruna yağmalanmasının önüne geçebilmek, çevre katliamına neden olan termik santrallere, nükleer enerji santrallerine ve HES’lere dur diyebilmek ve 
ülkemizin doğasının korunması, sanayileşmenin çevreyi ve doğayı tahrip etmesinin önüne geçilebilmesi ve sürdürülebilir bir yaşam, çevre ve gelişme için,
·   Çağdaş planlı kentleşme ve kentsel mekânın, toplumsal yarar ve kullanım değeri ilkesi ile üretilmesi-paylaşılması ve doğal-kültürel varlıkların koruma-kullanma dengesi içerisinde yaşatılması için,
·   Tarım arazilerinin yok olmasına, kirlenmesine, genetik tohum ve gıdaların ülkemize sokulmasına, çiftçimizi üretimden, tarlasından koparan işsiz, yoksul bırakan politikalara karşı durmak ve doğal, yeterli ve ulusal kaynaklara dayalı sürdürülebilir tarımsal üretimi hakim kılmak için,
·   Özellikle son 12 yıl içerisinde uygulanan neo-liberal ekonomik, sosyal ve kültürel politikalar ve bunun sonucunda özelleştirmeler ile sosyal devlet 
korumasından uzaklaştırılan ve müşteri pozisyonuna getirilen köylünün ve çiftçinin, çetin 
piyasa koşullarına ve ulusaşırı sermayenin egemenliğine terk edilmesine karşı durmak için,
·   Neredeyse tamamen ithalata dayalı üretim girdileri (tohum, ilaç, gübre, mazot) ile ve
 dünya piyasalarının 2-3 katı maliyet ile gerçekleştirilen tarımsal üretimde düşük ürün
 fiyatları altında ezilen ve üretimi terk eden üreticimize ve yüksek tüketici fiyatları altında
 ezilen ve sağlıklı beslenme olanağını yitiren tüketicilerimize sahip çıkabilmek ve sorunlarına çözümler üretmek için,
·   Dünyanın en verimli topraklarına sahip olduğumuz ülkemizde dünyayı besleyebilecek iken 
tarım ürünlerinde net ithalatçı konuma düşürülmemiz sonucu Trakya büyüklüğündeki yaklaşık
 33 milyon dönüm tarım toprağımızın üretim dışı bırakılmasına dur diyebilmek için,
·   İstihdamda %60, üretimde %37, yatırımda %26 paya sahip olan 5 milyondan fazla esnafımızın %80’ini doğrudan etkileyen AVM’ler karşısında koruyabilmek ve güçlendirebilmek için,
 esnafımızın yaşadığı mevzuat, bürokrasi, vergi, sosyal güvenlik, finansal yetersizlik, planlama
 ve pazarlama stratejilerinden yoksunluk ve mesleki eğitim ve teknolojik bilgi eksikliği sorunlarına çözümler üretebilmek için,Sağlık sisteminde hastalığı tedaviye değil hastalığı önlemeye endeksli bir Ulusal Sağlık Sistemi
 için İlkeli kalemlerinin eser sayıda kaldığı, doğru, yeterli ve zamanında bilgilenme hakkının 
ve bunun gereği olan enformasyon kanallarının olmadığı veya yetersiz kaldığı medyanın özgürleşebilmesi için, Kadın, çocuk, engelli haklarının “örf, adet, anane, gelenek, görenek” ve benzerikavramlara sığınarak, ayaklar altına alındığı, kadına yönelik şiddetin, namus ve töre cinayetlerinin veya cinsiyet çatışmasının her geçen gün artarak sürdüğü bu düzene dur demek 
için,Toplumda hayvan sevgisi ve hayvan haklarına saygının büyütülebilmesi için,
·   Emniyet güçlerinin asli görevi olan can ve mal güvenliğini ve insan haklarını korumak ve kollamak yerine, düzensizliğe, haksızlığa, adaletsizliğe, eşitsizliğe karşı yasal ve haklı 
mücadelelerini yerine getiren yurttaşlarına karşı kullanılan aşırı güç sonucu canların 
yitirildiği ve yeni “güvenlik yasa tasarısı”yla da yaratılmak istenen “polis devlet” yapısına dur diyebilmek ve Berkin Elvan’ların, Ali İsmail Korkmaz’ların, Ethem Sarısülük’lerin, Roboski (Uludere)lerin ve nicelerinin hesabını sorabilmek için,
·   “Totaliter”, yani tüm yetkilerin merkezileştiği, diktatöryel bir anlayışla, düşünce ve ifade özgürlüğünün yok edildiği, yönetim ve yöneticiler aleyhindeki fikirlerin ortaya konamadığı, liderin tek güç olduğu, her şeyi bildiği, her şeye hakkı olduğu, hırsızlık yolsuzluk yapsa da tanrısal gibi itibar gördüğü, tehdidin, kuşkuların, korkuların, cezaların, ihbarların ve tacizlerin sıradanlaştığı, insanların benden olanlar ve benden olmayanlar diye birbirlerine karşı ötekileştirildiği ve artık “demokrasiden, barıştan ve özgürlüklerden” söz edemediğimiz bu “Otoriter” iktidar anlayışına dur diyebilmek için,


TBMM’de İşçinin, İşsizin, Yoksulun, Ezilenin, Tarımın, Köylünün, Çiftçinin, Esnafın,  Emeklinin, Kadınların, Gençlerin, Çocuklarımızın, Emeklilerin, Engellilerin, LGBT’lerin, İnsanca Yaşam Mücadelelerinin yanında olmak için, TBMM 25.Dönem Milletvekilliğine Aday Adayıyım.
Bilgilerinize Saygılarımla,

Hiç yorum yok

hakaret içeren ve alâkasız yorumlar yayınlanmayacaktır. Hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir.