İDRİS ORTAKAYA GEZİ İLE PKK ELELE

          Savcı Zekeriya Öz bir twit paylaşımında, "Geziye, Kürt'ler destek verseydi, bu günkü yönetim değişmiş olurdu" diyerek, Kürtlerin gezi olaylarına katılmamalarından dolayı üzüntülerini belirtmişti.

          Halk ihtilali provaları başarısızlıkla sonuçlanınca, Gezi benzeri onlarca prova yapıldı. Devletin kararlı tutumu karşısında püskürtülen hainler amaçlarından vaz geçmediler. Her fırsatta daha da kinlenmiş bir şekilde sahneye çıktılar. 

Gezi olaylarına destek vermeyen PKK ve uzantıları belki de Öz’ün sözünden güç alarak TÜRKİYE DEVLETİNİ tek başlarına  yıkabileceklerine inandılar, böyle bir gaflet içerisine düştüler.

Türkiye'ye karşı başlattıkları silahlı saldırıları geri tepince, şimdilerde kaçacakları delik aramya başladılar.

TSK tarafından ağır kayıplara uğratılan PKK bu kez yasal uzantısı olan BDP’yi devreye sokarak, gezicilerle birlikte el ele, gönül gönüle arzu ettikleri birlikteliklerini oluşturdular. Bu birliktelik yurdun her tarafında protesto eylemleri şeklinde gelişirken, provokatörlerde boş durmadı ve kitleleri yönlendirme konusunda tüm “alçaklıklarını sahneye yansıtmaya” başladı.

Ancak, unuttukları bir gerçek var… Devlet bu ihanetçilere fırsat vermeyecektir.

 Bu da PKK’nın son kozu olacaktır.

          PKK, IŞID, DHKPC, FETOŞ terör örgütlerinin tamamı bildiğiniz üzere aynı merkezden yönetilmektedirler.

Bu örgütlerin yasal uzantıları görünümündeki bir kısım Sendikalar, bir kısım sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, PKK’lı Belediyeler, AK Parti karşıtları ile Recep Tayyip Erdoğan düşmanları; kandırılmış insanları da yanlarına alarak İHANET YÜKLÜ EYLEMLERİNE devam etmektedirler.

PKK’nın Karayılanı Metropollerde kitlesel eylemlere başlayacaklarını açıklamıştı, geçtiğimiz günlerde, hatırlayın…

Kitlesel terör eylemlerine başlayan bu alçaklar, bir taraftan bomba patlatıp, yüzlerce insanı katlederken, diğer taraftan bu cesetler üzerinden siyayet yaparak devleti suçlayacaklardır.

Bu taktik PKK’nın taktiğidir.

“Çocukları öldürün, asker öldürdü diye yaygara yapın” diyen bu alçaklardan her şey beklenir.

Türk Tabipler Birliği ve bazı sendikaların aldıkları grev kararları hangi üst akıl tarafından kendilerine dikta edilmiştir? Bu grev kime hizmet edecek? Dış düşmanlarca etrafımızın çevrilmiş olduğu bu günlerde ülkemizde kargaşa yaratmak kime yarar sağlar? İyi düşünelim…

Umarım, bu kurumların üyeleri bu anlamsız grev kararını gözden geçirerek, aklıselimleri  ile hareket edeceklerdir.

Bir taraftan bomba koyup katliam yapanlar, diğer taraftan da bir kasım seçimlerinde oy istemek alçaklığı göstermektedirler.

          Dışarıdaki ağa babalarından almış oldukları talimatlarla, yerli işbirlikçi şer odakları bir bütünlük içinde PKK’nın denetimi altına girmiş bulunmaktadırlar.

Ne barışı? Kiminle barış? Hemen barış. Bu saçma söylemler PKK’nın söylemleridir.

İstenen şudur; devlet PKK’ya karşı operasyonları durdursun. PKK yı taraf olarak kabul etsin, PKK ile masaya oturarak barış şartlarını görüşsün.

 Devlet böyle bir şey yaparsa, Ülkesine ihanet eder, Kürtlere ihanet eder. Devlet bu ihanet çetelerinin kökünü kazıyıncaya kadar mücadele etmelidir. Edecektir de…

Üzücü olan çok önemli bir detay var, kendilerini devrimci, demokrat ve aydın diye nitelendiren bir takım kuruluşlar PKK’nın kanatları altına girmiş durumdadırlar.

İnanıyorum ki,  gözlerini Erdoğan düşmanlığı ile kör eden bu kesimler bir an önce yanlışlarının farkına varacaklardır.

Halkların kardeşliği, özgürlük, barış gibi yalanlarıyle insanları kandıran, kullanan bu ihanet şebekesinin gerçek yüzü mutlaka açığa çıkacaktır.

Bu alçakların gerçek yüzleri açığa çıkana kadar çok insanın canı yanacak. Çok can kaybı vereceğiz. Çok zarar ve ziyana uğrayacağız. Allah ülkemizi bu ihanet çetelerinden korusun.

          Devlet tavizsiz bir şekilde, terörle mücadelesini devam ettirmelidir. Şer güçleri ile aynı kararlılıkla mücadele edilmelidir. Teröristlere yardım ve yataklık eden herkes mutlaka cezalandırılmalıdır. Belediyeler terörden arındırılmalı, devlette görevli teröristler ayıklanmalıdır.

Saygılarımla…