BİRLEŞMİŞ MİLLETLER MEDENİYETLER İTTİFAKI
Medeniyetler ittifakı, kulağa hoş gelen
bir söylemdir. Bu söz, söylemden öteye gidemez. Çünkü dünyayı yönetenler kendi
medeniyetlerinin dışında kalan diğer medeniyetleri, ne adamdan ne de
medeniyetten saymamaktadırlar.
Seksen yıl ülkemizi yönetenler nasıl
Kürtleri kabul etmediler.
Kürt diye bir milletin varlığının olmadığını
söyleyerek, medeniyetlerini de kabullenmemiş oldular. 1980 yılında faşist Kenan
Evren Kürtçe konuşmayı dahi yasakladı. Diktatöryadan sonra demokratik sürece
girdiğimiz dönemde, Süleyman Demirel Başbakandı. Bir konuşmasında ilk defa “Kürt
varlığını kabul ediyoruz” diye bir söylemde bulundu. Bu da demokrasimiz adına
iyi bir gelişmeydi. Kürt varlığını sözde bile olsa kabullenilmesi hoş bir
gelişmeydi.
O dönemde Başbakana bir çok sorular
soruldu. Kürt bir eşya değildir ki kabullenesin her şey bitsin. Kürt bir
insandır. Kürtler bir millettir. Bunları kabullenmek demek, bunların kültürünü
kabullenmekle olur. Bunların dilini kabullenmekle olur. Bunların yaşam
biçimini, örf ve adetlerini kabullenmekle olur. Bunların yaşadıkları bölgeye
yapacağınız hizmetlerle olur. Eğitimlerine vereceğiniz destekle olur. Birinci
sınıf vatandaş olduklarını kabullenmekle olur. Ne yazık ki bir eşya gibi görüldü
ve kabullendik dediler. Özalla devam eden süreçte biraz daha iyiletirmeler
oldu. Ancak yeterli değildi.
AK
Parti iktidarında Kürtlerin tüm sorunları çözüldü. Kürt meselesi diye hiç bir
mesele kalmadı. Kürtleri kullanan terör örgütü ülkemize kötü bir şekilde damgasını
vurdu. Devletimizin tutarlı ve kararlı mücadelesi sonunda inşallah bu terör
belasından da kurtulacağız.
Ülkemizde bir çok kendini bilmez
insanların varlığı da utanç kaynağımızdır. Ankaragücü ve Amed spor maçındaki linç
girişimi bunun somut bir örneğidir. Şiddetle kınıyorum. Bu alçak girişim
kardeşliğimize bir darbedir. Suçluların bir an önce gerekli cezaya
çarptırılması en büyük dileğimdir. Amed sporlu mağdurlara geçmiş olsun
dileklerimi sunuyorum. Bu olay ne spora ne sporcuya ve ne de insanlığa yakışır.
Bu maganda davranış, bizleri Kürt Türk diye biribirimize düşürmeye çalışan
ülkemiz düşmanlarını memnun ve mutlu eder. Bir daha böyle bir çirkinliğin
yaşanmaması dileğimdir.
Değerli okurlarım, bakınız yüzyıllardır birlikte
yaşayan, dili farklı bile olsa, dini, örfü, adeti, gelenek ve göreneği bir olan
va aynı vatanı, aynı Bayrağı birlikte paylaşan bu iki millet arasında dahi
Medeniyet ittifakı kurulamamıştır. Kaldı ki Dünyada var olan ve Birleşmiş
Milletler teşkilatının üyesi bulunan 196 Devletin, Medeniyetler ittifakı
kurmalarını düşünmek abesle iştigaldır. 196 ülkenin 57 ülkesi müslüman ülkedir.
Bir tek müslünan ülke Birleşmiş Milletler Teşkilatında temsil edilmemektedir.
Böyle adil olmayan ve beş daimi üyenin emrinde bulunan Birleşmiş Milletler
Teşkilatının bünyesinde bulunan medeniyetler ittifakı diye bir uydurmasyon
hikaye ciddiye alınabilinirmi? Cumhurbaşkanımızın benden daha farklı düşündüğünü
sanmıyorum. O da bu yapıdan bir hayır glemeyeceğini bilmektedir. Katılımı
formaiteden ibarettir diye düşünüyorum.
Benim
sayın Cumhurbaşkanımızdan bir dileğim var; kendisi şu anda İslam iş Birliği
Teşkilatının Başkanıdır. Bu Teşkilat, her konuda Birleşmiş Milletler
Teşkilatına altarnatif bir kuruluş olabilir. Bu konu mutlaka
değerlendirilmelidir. Dünyanın böyle bir seçeneğe ihtiyacı vardır. Dünyadaki
mazlum ülkelerin umudu olan Cumhurbaşkanımız bu konuyu en iyi şekilde
değerlendireceği inancındayım.
Kilis ilimizde yaşanan Işıd’in alçak
saldırısını nefretle kınıyorum. Şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil
şifalar diliyorum. Beş yıldan beri ülkemizin talebi olan "Güvenli
Bölge" hiç bir ülke tarafından uygun bulunmamıştır. Dış güçlerin, bizi bir
şekilde Suriye batağı içine çekme niyetleri apaçıktır. Tutarlı politikamızla
onların oyunlarını bozduk. Ancak bu Güvenlik
Bölgesini biz kendi Güvenliğimiz açısından oluşturmak zorundayız.
Güvenliğimizi tehdit eden her türlü tedbiri almalıyız.
Benim
Hükümetimize önerim; en az beş kilometre gibi bir mesafeyi Güvenlik bölgesi
anlayışı içinde konuşlandırmamız gerekli olduğu yönündedir…Bu bizim meşru hakkımız
sayılır. Dolayısı ile söz konusu uygulama ile; sınır illerimiz bu korku
tünelinden çıkarılmış olur. Tabii ki konu askeri ve siyasi bir karardır. Ancak
takdir edersiniz ki doğru tektir. Bu noktada; siyasilerimizin doğru karar vereceklerine olan inancım ise tamdır.
Yazılarımı okuyan bazı okurlar; “Yüce
Allahtan dilediğim” dileklerimi eleştirerek, “Allah böyle şeylere karışmaz. Sen
altyapını oluşturmaya bak” deseler de, hem altyapımı oluşturur hem de yüce
yaratandan niyaz ve talepte bunurum. Onlar dilemesinler.
Ben yeniden ülkemize göz diken, büyümemizi,
gelişmemizi istemeyen, yerli işbirlikçileri ile birlikteki şer güçlerinden
Allaha sığınırım.
Allah
ülkemizi Haçlı şeytanlardan ve onların uşaklarından korusun.
Saygılarımla.
...İDRİS ORTAKAYA ... /KHA/ANKARA...
Hiç yorum yok
hakaret içeren ve alâkasız yorumlar yayınlanmayacaktır. Hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir.