Huzur evimi, hicran yurdumu?
Huzur evimi, hicran yurdumu?
Her bayram yaşananları yaşamak ağır geliyor. Ankara’nın
Çankaya
semtinde ki İrem Huzur evine lise yıllarından arkadaşım
Ahmet
Kurter’in yanına gittim. Ailece öyle güzel bir amme
hizmetinde
bulunuyorlar ki yaptıkları bu hizmetlerden onlara şükranlarımı
borç biliyorum.Huzur evinde gördüğüm manzara; Alzheimer
hastaların ayrı bir odada ve aileleri tarafından unutulan
ebeveynlerin tek bir salonda bulunduğu sevgisizliğe ve
kimsesizliğe mahkum hayatlarını yaşıyorlar. Biraz yaşlanıp
elden ayaktan düşünce, kendilerini işte burada düşkünler
evinde buluyorlar. Önceleri darülaceze denilen, şimdilerde
biraz
kibarlaştırılarak huzur evi adı verilen bu hicran yurtlarıyla
teselli
olmaya, senede bir gün kendilerine uzatılacak çiçeklerle
avunmaya çalışıyorlar. Oysa çocuklarını ve torunlarını
bağrına
basamadığı ve kendisine sevgiyle nazar eden yakınlarının
bulunmadığı, onun için bir tencerenin kaynamadığı ve çoğu
zaman arayıp soranının olmadığı bir yerde nasıl huzurlu
olunur
ki? Biz kendi kafamızda mevhum bir huzur tasarlamışız o
talihsizler yuvasına huzur evi demekle onun sakinlerinin de
gerçekten huzurlu olacaklarını sanmışız. Allah'tan ki bu
müesseseler ve oralarda bazı samimi gönüller var da
yaşlılarımızı bütün sokağa terk etmiyoruz kendileri gibi
muhtaç
kimselerin arasına atıp bıraksak bile hiç olmazsa bir rahat
yatak, bir sıcak çorba imkanı sağlıyoruz. Akabinde onların
da
bizim var olduğunu vehmettiğimiz huzuru duymaları için
zorlayıp
duruyor ve daha ne olsun, ne güzel yiyip içip yatıyorlar gibi
bir
tavır takınıyoruz.Bir tüketim mevsim halini alan hususî
zaman
dilimlerinde, dostlar alış verişte görsün kabilinden sözde
arayıp
sormalar ve sun'î tavırlar mutlu etmez yüreği kocaman
olanları.Ellerinden öpülesi insanlara
f.Alp -KHA-.
Hiç yorum yok
hakaret içeren ve alâkasız yorumlar yayınlanmayacaktır. Hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir.