REKLAM ALANI

KHA HABERLER

Şebnem Bursalı "MENDERES VE DEMOKRASİ '.

Demokrasi şehidi merhum Adnan Menderes'i memleketi Aydın'da Adnan Menderes Üniversitesinde Demokrasi Platformunun konferansında Hüseyin Kocabıyık ile birlikte konuşmalarımızla andık. Tüm demokrasi şehitlerimizin ruhu şad olsun..
Bugün Aydın'ın Efe'si, Demokrasi şehidi Adnan Menderes ve 2 bakanının idamının 54. Sene devriyesi. Türk siyasi tarihinin bu kara lekesi hala silinmedi. Menderes hala minnetle anılıyor ama onu idam edenler nefretle anılıyor. Yeter Söz Milletin diyerek bir çığır açan ve cezalandırılan Menderes, Zorlu ve Polatkan ile tüm şehitlerimizi bir kez daha şükran ve minnetle anıyoruz..
Bunca yıllık yazı hayatımda, ne zaman Menderes ailesinden söz eden bir yazı yazsam, hüzün bulaşır kalemime. Ben de bir Aydın kızı olduğumdan mıdır bu keder yoksa, adını aldığı coğrafya gibi kimi zaman kuruyan ve umutları çöle çeviren ama hep sonunda coşan ve sel olan, umut olan Menderes’in toprağından, hamurundan olmamdan mıdır bilmiyorum ama yine bir 17 Eylül ve yine Türkiye'nin Demokrasi Şehidi Adnan Menderes ve 2 arkadaşının idamının 54. yılında hala taptaze acılar ve keder içindeyiz..
Türkiye; başbakanını idam eden bir ülke olarak tarihe geçti 17 Eylül 1961'de... Genç Türk demokrasi tarihi için öyle bir kara lekeydi ki bu; üzerinden yarım asır geçtiği halde hala tam olarak temizlenemedi. "Yeter Söz Milletin" diyerek bir ülkenin, bir coğrafyanın kaderini değiştiren büyük siyaset adamı Adnan Menderes bugün hala en ulvi saygıyla anılıyor ama onu idam edenler bugün tarihin en karanlık dehlizlerinde lanetlenmiş haliyle duruyor.

MENDERES VE DEMOKRASİ
Cumhuriyetçi Serbest Fırka'nın Aydın İl Başkanı oldu. Demokrasiye sonuna kadar inanıyordu. Memleketin ancak yeni fikirler ve yeni kadrolarla ayağa kalkacağına inanıyordu ama genç Cumhuriyet'in bu cesur denemesi başladığı gibi bitti. Avukat Adnan yine toprağına, Çakırbeyli Çiftliği'ne döndü. Atatürk geldi bir gün Aydın'a. Ve, genç avukat Adnan'ı gördü "Sen burada kalmayacaksın" dedi. Ve, Çakırbeyli Adnan Bey'in Ankara günleri başladı böylece. Yıl 1946'ya geldiğinde, Adnan Bey arkadaşlarıyla "Dörtlü Takrir'i" vermişti. Bu belge aslında, yoksulluğa bir isyan belgesi, özgürlüğü hasret bir milletin çığlığıydı aslında. 1950'deki Demokrasi Bayramı'nın da başlangıç belgesiydi aslında. Tarihler 14 Mayıs 1950'yi gösterdiğinde milletin temsilcisini ilk kez özgürce seçtiği, bir büyük milletin kaderinin tamamen değiştiği bir kutlu gün idi bu aslında. At nalı çivisinin bile ithal edildiği bir dönemden söz ediyoruz. Milli iradenin hükümranlığının hakim olduğu günün adıdır bu aslında. Çakırbeyli Adnan Bey'ın başvekilliğinde 10 yıl sürecek Altın Devri'nin de başladığı tarihin adıdır aslında. Işıksız köyün kalmadığı, barajların yapıldığı, rakamları dikine büyüyen, Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıran bir 10 yıl. Ama; bu saadeti bu büyük Türk milletine çok gördüler tabii. Milletin refah ve kalkınma yolunda ilerleyişini, özgürlüğü çok gördüler. Dışarının düşmanlarının, içerideki işbirlikçileri eliyle 27 Mayıs denilen o kara ihtilali yaptılar, yaptırdılar. Adına Yassıada dedikleri kurdukları uyduruk mahkemelerde binbir yalan ve düzmece suçlamayla milletin sevgilisi Çakırbeyli Başvekil Adnan Menderes'i katlettiler. Ve onun iki arkadaşını (Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan). İşte; demokrasi tarihimizin kapkara lekesi olan 17 Eylül 1961'in bir yıl dönümünü daha karşılıyoruz bugün. İçimiz hep buruk. Bir yanımız hep karanlık. Yarım asır geçmiş ama Aydın'ın efesi, Çakırbeyli Adnan Menderes'in ışığı hiç sönmedi. Demokrasiye inanan herkes, demokrasiye ışık saçan bu Aydın evladının aziz anısı önünde saygıyla eğiliyor bugün. Bugün memleketi Aydın'da Adnan Menderes Platformu rahmetli Menderes, Polatkan ve Zorlu ile tüm şehitlerimizin aziz ruhları adına lokma döktürecek saat 11'den itibaren Sevgi Yolu'nda. Keza, demokrasi şehitlerimizi AK Parti de İstanbul'daki Anıt Mezarları başında bizzat anacaklar.


İSİMLER FARKLI SENARYO AYNI AMA...
"GEÇMİŞTEN öğren, bugün için yaşa, yarın için umut et" demiş Albert Einstein. Geçmişten öğreneceğimiz öyle çok ders var ki. Bakın işte, yarım asır önce uygulanan senaryoyu bugün yine uygulamaya çalışıyorlar. Son 13 yıldır büyüyen ve dünyanın liderleri arasına giren güzel ülkem üzerinde yine aynı dış düşmanlar ama bu seferki içerideki işbirlikçilerinin adı değişse de işbaşında. Ama bu güzel ülke öyle sağlam temeller üzerine kurulu ve bu temel öyle sağlam ki; dünya üstümüze gelse bile yıkamazlar. Biz, bu demokrasi için, bu milli duruş için çok kan akıttık, çok can verdik. Kanımızla, canımızla geldiğimiz bu noktadan zerre kadar geri döndüremeyecekler. Bu böyle biline...

SAAT 17'DE SIHHIYE'DE
Sayıları 10 milyonu aşan işçi-işveren sivil toplum ve meslek örgütleri bir araya geldi ve biraz önce sözünü ettiğim kanlı senaryoya "dur" demek üzere bir "sivil inisiyatif" hareketi için bugün saat 16.30'dan sonra Ankara'da Sıhhiye'den 1. Meclis'e kadar yürüyerek, ellerinde Türk bayraklarıyla haykıracak: "Biz kardeşiz. Teröre Hayır, Barışa evet". 7 Haziran seçimleri öncesinde allanıp pullanarak "sözde barış güvercini" diye sunulan ama 7 Haziran sonrası tüm foyası ortaya çıkan HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da bayrak yürüyüşüne tepki göstermiş. Normaldir, adamın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve Bayrağına karşı alerjisi var tabii. Bugünkü yürüyüşte ellerinde bayrağıyla Ankara'da ve Türkiye'nin her yerinde milyonlar da kendisine haykıracak: Hadi oradan...

Hiç yorum yok

hakaret içeren ve alâkasız yorumlar yayınlanmayacaktır. Hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir.