Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İmam hatip okullarının kapılarındaki kilitleri tek tek söktük
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İmam hatip okullarının kapılarındaki kilitleri tek tek söktük attık, bu okullara giden yollardaki engelleri tek tek kaldırdık" dedi.
ANKARA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Ankara'da yapımı tamamlanan 155 eğitim tesisinin toplu açılış törenine katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmasına, açılışı yapılan okulların Türkiye'ye, millete ve özellikle de Ankaralılara hayırlı olması temennisinde bulunarak başladı.
Bugün, Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi'nden, Ankara genelinde 155 eğitim tesisini resmi olarak hizmete açtıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"2011 yılından bugüne kadar Ankara'nın tüm ilçelerinde, çoğunluğu okul olmak üzere 155 adet eğitim tesisi tamamlandı. Bu 155 tesis içinde anaokulları var, ilkokul var, ortaokul, liseler var. Bu 155 tesis içinde meslek liseleri var, kız meslek liseleri var, özel eğitim kurumları ve imam hatip liseleri var. Toplamda bu tek açılış töreniyle 134 okulu, 17 spor salonunu, karşımda gördüğünüz gibi, 3 öğrenci pansiyonunu, bir konferans salonunu çocuklarımızın, gençlerimizin hizmetine sunuyoruz. Bu 155 büyük yatırım için az önce değerli arkadaşlarım da söyledi, 460 trilyon Türk lirası kullanılmak suretiyle bunlar inşa edildi. Yani yaklaşık yarım milyar lira kaynakla Ankara'ya birbirinden güzel 155 eğitim tesisini kazandırmış olduk."
Bu önemli hizmetleri ve eserleri Ankara ve Türkiye'ye kazandıran öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, hükümete, şahsı ve millet adına teşekkür ettiğini belirten Erdoğan, "Bu eserlerin inşasına katkı veren hayırsever vatandaşlarımıza özellikle teşekkür ediyorum. Mimarından, mühendisine, işçisine kadar tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum. Şahsım, ülkem ve milletim adına onlara şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir kez daha Akyurt'tan Beypazarı'na, Kızılcahamam'dan Çubuk'a, Mamak'tan Etimesgut'a, Çankaya'dan Yenimahalle'ye, bütün buralara kadar hemen her ilçemize kazandırdığımız bu eğitim yuvalarının hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum" diye devam etti.
"Türkiye'nin en iyi üniversitelerine öğrenciler gönderdi"
Açılışı yapılan eğitim tesisleri içinde en büyüğünün Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"12 yıl Başbakanlık görevini ifa ederken yanımda özellikle eski adıyla Ankara Merkez İmam Hatip Lisesi, yeni adıyla Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunu olan çok sayıda arkadaşımız çalıştı. Şu anda da Cumhurbaşkanlığı görevimi ifa ederken, yanımda buradan mezun yakın çalışma arkadaşlarım bulunuyor. Özel kalem müdürümden, başdanışmanımıza kadar, bir özel danışmanıma kadar, koruma görevi yapan bazı emniyet görevlilerine kadar işte bu okuldan mezun olmuşlar. Bana buranın eski halini anlattılar. Derme çatma binalarda, küçücük sınıflarda, hatta bodrum katlarındaki basık, ışıksız sınıflarda nasıl eğitim gördüklerini anlattılar. Anadolu'nun, Trakya'nın şehirlerinden gelen çocukların, pansiyonun yetersiz imkanları nedeniyle nasıl çileler çektiklerini, nasıl zor şartlarda eğitim gördüklerini anlattılar. Kapasitesinin çok çok üzerinde öğrenci sayısıyla, 60-70 kişilik derslikleriyle, az sayıda öğretmenle 7 yıl boyunca imkansızlıklarla nasıl mücadele ettiklerini anlattılar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün olumsuzluklara rağmen bu okulun, Türkiye'nin en iyi üniversitelerine öğrenci gönderdiğinin altını çizerek, "Burada zor şartlarda eğitim gören kardeşlerim, milletvekili oldular, bürokrat oldular, bilim insanı, ilahiyatçı, doktor, öğretmen, sanatçı, yazar, sporcu oldular" dedi.
"Ankara'ya son derece modern bir imam hatip okulu kazandırdık"
"Diğer tüm imam hatip okulları gibi burası da Türkiye'nin önemli kademelerine, bilgili, donanımlı, ahlaklı nice genç yetiştirdi" ifadesini kullanan Erdoğan, Ankara'nın en büyük imam hatip lisesinin yetersiz altyapısını görerek, buraya yeni bir okul inşa etme kararı aldıklarını söyledi.
Erdoğan, inşaatın çok kısa sürede tamamlandığını ve yaklaşık 30 milyon lira tutarındaki bir yatırımla Ankara'ya son derece modern, tam anlamıyla muhteşem bir imam hatip okulu kazandırdıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yemekhanesi, konferans salonu, otoparkı, derslik ve idari binalarıyla Ankara adeta örnek bir okula, prestijli bir okula sahip oldu. Burada on yıllar boyunca tatbikat camisi olarak kullanılan camiyi de görüldüğü gibi yeniden inşa ediyoruz. Hem semt sakinlerine, hem öğrencilerimize güzel bir cami kazandırıyoruz" diye konuştu.
"Bu ızdırabı, o süreci yaşamış bir baba olarak çok iyi bilirim"
"Biz bir kırılma noktası yaşadık. O günler gerçekten çok acıydı. Rabbimden niyazım odur ki bir daha o günleri inşallah bu güzel vatanımızda görmeyeceğiz" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, 28 Şubat sürecinde imam hatip okullarının orta kısımlarının kapatıldığını, lise kısımlarına da katsayı engelinin getirildiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu ızdırabı, o süreci yaşamış bir baba olarak çok iyi bilirim. Ama bu ızdırabı yaşamamış, o sıkıntıları çekmemiş olanlar, bunu anlamaz. Türkiye genelinde meslek liselerinin, imam hatip okullarının öğrenci sayıları çok hızlı bir şekilde düştü. Başbakanlığımız esnasında imam hatip okullarına uygulanan bu haksızlığı, eşitsizliği, adaletsizliği hamdolsun biz ortadan kaldırdık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
"İmam hatip okullarının kapılarındaki kilitleri tek tek söktük attık, bu okullara giden yollardaki engelleri tek tek kaldırdık. 2002-2003 öğretim yılında, Türkiye genelinde 440 imam-hatip lisesinde, 64 bin 500 öğrenci eğitim-öğretim alıyordu. Şu anda, ortaokul ve lise kısmıyla 2 bin 638 okulda, 983 bin öğrenci eğitim-öğretim alıyor. Yani, öğrenci sayısı 15 kattan fazla arttı"
"Sadece bilgi yetmiyor, bunun yanında hikmete de ihtiyacımız var. Bu nesil, bilgi ve hikmeti beraber yüklenmelidir. O zaman gelecek çok daha farklı olacaktır"
"Eline silah, taş, sopa, molotofkokteyli alanlardan asla olmadık. Ben şuna inanıyorum; imam hatip gençliği, asla ve kata böyle bir örnek olmaz, tam aksine onlara demokratik hak mücadelesinin ne olduğunu öğretir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika kıtasının Kristof Kolomb'dan 314 yıl önce Müslümanlar tarafından keşfedildiğine ilişkin iddiaların kendinin değil, Türkiye'deki ve dünyadaki bilim adamları tarafından dile getirildiğini belirterek, "Bu işin uzmanlarından önce bu iddianın yurt dışındaki muhataplarından önce bizim kendi gençliğimiz, bizim ülkemizin bir kısım gençleri, araştırmadan, incelemeden, yapılan tartışmalara hiç bakmadan, buna itiraz etmeye, bununla istihza etmeye başladılar. Sadece gençler değil, koca koca adamlar da itiraz etmeye başladılar" dedi.
Amerika kıtasının keşfine ilişkin sözlerine bazı köşe yazarları ile karikatüristlerin itiraz ettiğine dikkati çeken Erdoğan, "Niye? Çünkü bunlar bir Müslümanın bunu yapabileceğine hala inanmadılar. Bu milletin evlatlarının bunu yapabileceğine hiçbir zaman inanmadılar. Bunlar, ecdadının karadan gemileri yürüterek Haliç'e indirdiğine de inanmıyorlardır. Bir karanlık çağı kapatıp bir aydınlık çağı açan liderlere de inanmadılar. İşte bu özgüven eksikliğidir" ifadelerini kullandı.
"İmam hatip okullarının kapılarındaki kilitleri tek tek söktük attık"
"İmam hatip okullarının kapılarındaki kilitleri tek tek söktük attık"
Erdoğan, eğitimde alanında hem katsayı adaletsizliğine son verdiklerini, "hem 4+4+ 4 kod numarası 444" sistemine geçerek, meslek liselerinin, imam hatip okullarının önündeki büyük engeli kaldırdıklarını söyledi.
En son Hükümetin orta öğretim kurumlarında, baş örtüsü yasağını kaldırmak gibi son derece isabetli bir adım attığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''O zulüm de artık sona ermiş oldu. İmam hatip okullarının kapılarındaki kilitleri tek tek söktük attık, imam hatip okullarına giden yollardaki engelleri tek tek kaldırdık. 2002-2003 öğretim yılında, Türkiye genelinde 440 imam hatip lisesinde, 64 bin 500 öğrenci eğitim-öğretim alıyordu. Şu anda, ortaokul ve lise kısmıyla 2 bin 638 okulda, 983 bin öğrenci eğitim-öğretim alıyor. Yani, öğrenci sayısı 15 kattan fazla arttı.
Tabii burada bir şey var. Onu çözmemiz lazım. Bu eksiğimizi inşallah süratle gidereceğiz. Nedir o ? Keyfiyet mi, kemmiyet mi? Şimdi biz diyoruz ki, kemmiyetle keyfiyeti bir arada götürmenin mücadelesini verelim. Hatta keyfiyet öne çıksın. Yani kalitenin olduğu imam hatip okullarından, meslek liselerinden başarılı öğrencilerimiz yavrularımız çıksın.''
"Her isteyene kapıların açık olmasını temin edeceğiz''
Okul sayısının lise kısmında 3 kat arttığına işaret eden Erdoğan, buna rağmen talebin tam olarak karşılanmadığını söyledi.
Erdoğan, ''Sadece bu okul için toplam talebin 5'te birine cevap verilebiliyor. İnşallah daha çok çalışacağız, Hükümetimiz, Milli Eğitim Bakanlığımız, özellikle de hayırseverlerimiz talebi karşılamak için inşallah daha çok seferber olacaklar. Ve Türkiye genelinde her isteyene kapıların açık olmasını temin edeceğiz'' ifadesine yer verdi.
''Sadece bilgi yetmiyor, hikmete de ihtiyaç var''
Başbakanlığı döneminde milli bütçenin önce yüzde 50'sini eğitime ayırdıklarını anımsatan Erdoğan, kadro tahsislerinde de birinci sıraya eğitimi koyduklarını, bunun böyle devam ettiğini söyledi.
''Bu, bizim nereden nereye geldiğimizi gösteriyor, daha da iyi olacak, buralarda kalmayacağız'' diyen Erdoğan, öğretmen sayısının artırılmaması durumunda, fiziki mekanların fazla veya çok çok kaliteli olmasının işi çözmeyeceğini belirtti.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Örneğin ben 75 kişilik bir sınıfta okudum ama inanıyorum ki o zamanki öğretmenlerimizin hakikaten kalitesi çok çok fazlaydı, onlar farklı hocalarımızdı. Bu hocalarımızın büyük bir kısmı daha sonra hemen üniversitelere gittiler, profesör oldular vs. Şimdi çoğu emekli oldu zaten. Bu hocalarımızdan biz bilgiyi aldık, yani ilmi aldık, feyzi aldık, bereketi onlarda gördük ve onunla inanın biz üniversiteleri aştık. Onların bize kazandırdıkları çok şey var. Allah onlardan razı olsun. O hocalarımızda zaman mevhumu yoktu. O zamanlar tabii biz cumartesi de okuyorduk, cumartesi öğleye kadar okuyor, ondan sonra hafta tatiline giriyorduk. Şimdi cuma günü bitiyor iş. Öyleyse çok gayret edeceğiz, çok çalışacağız ve hocalarımızın da sizlere olan himayesi, sizlere inşallah akıtacağı o himmet, sizlere verecekleri ilim, irfan sizi çok farklı bir yere taşıyacak. Sadece bilgi yetmiyor, bunun yanında hikmete de ihtiyacımız var. Bu nesil, bilgi ve hikmeti beraber yüklenmelidir. O zaman gelecek çok daha farklı olacaktır."
"Hıçkıra hıçkıra derdini anlattı"
Aralık 2013'te Başbakan iken, Edirne ve Keşan ilçesinde toplu açılışlar sırasında bir kız öğrencinin kendisine mektup vermek istediğini anlatan Erdoğan, bunun üzerine öğrenciyi yanına çağırdığını, sohbet ettiğini ve mektubun içeriğini sorduğunu söyledi. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Keşan'daki imam hatip lisesi bize yetmiyor, yenisine ihtiyacımız var Başbakanım' dedi. 'Tamam' dedim, 'Ben seni arayacağım'. Ertesi gün bu kızımızı telefonla aradım. Hıçkıra hıçkıra derdini anlattı. Keşan'daki okulun ihtiyacı karşılamadığını, çok büyük sıkıntı çektiklerini söyledi. Bir ilkokuldan iki katı imam hatip olarak kullanılıyor, tabii sınıflar dolu yetersiz, ihtiyaca cevap vermiyor. Şöyle dedim: '700 kişilik, ortaokulu, lisesi, kız ve erkek yurdu, büyükçe bahçesi olan bir imam hatip yapsak, Keşan'a fazla mı.' 'O bile yetmez' dedi. Hemen çalışmalara başladık. Milli Eğitim Bakanlığımıza, Edirne Valiliğimize talimatı verdim, hayırsever vatandaşlarımıza durumu izah ettik. Şu anda arazi tahsisi yapılmış durumda. En yakın zamanda da orada inşaat başlıyor.''
"Eski Türkiye'ye dönüşe sizler mahal vermeyeceksiniz"
Tüm imam hatip öğrencilerinden bir ricası, bir temennisi, arzusu olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bir imam hatipli büyüğünüz olarak söylüyorum, dört çocuğunun dördünü de imam hatipte okutmuş bir büyüğünüz olarak söylüyorum, o eski günlerin, yeniden geri gelmesine sizler müsaade etmeyeceksiniz. Tarihten ibret alacaksınız, bizim yaşadıklarımızdan, ağabeylerinizin, ablalarınızın yaşadıklarından ibret alacaksınız.
Adeta sürgüne gider gibi Avrupa'nın köşelerinde okuyan ablalarınızı, ağabeylerinizi unutmayın. Gerçi, onlar bir sürgün yediler ama Türkiye'ye geri dönerken, bir kısmı doktor olarak döndü, bir kısmı mühendis olarak döndü vs. Hakikaten kötü komşu ev sahibi yaptı, öyle oldu. Sizlerin tarihin tekerrür etmesine inşallah izin vermeyeceksiniz. Bunu biliyorum çünkü sizler ibreti aldınız. İbreti alanlar için tarih tekerrür etmez. Eski Türkiye'ye dönüşe sizler inşallah mahal vermeyecek, imkan tanımayacaksınız."
Zorlu ve uzun bir mücadele verdiklerini ancak sabrettiklerini vurgulayan Erdoğan, "Üniversitelerde başörtüsünü yasakladılar, sabrettik ama mücadeleden yılmadık. İmam hatip okullarında baş örtüsünü yasakladılar, sabrettik, tahammül ettik ama mücadele ettik. Ardından imam hatiplerin orta kısmını kapattılar, liselere katsayı engeli getirdiler ona da sabrettik, ona da tahammül ettik ama demokratik hak mücadelesinde de sebat ettik" diye konuştu.
"Geldiğimiz noktada demokratik yöntemlerden hiçbir zaman şaşmadık"
Erdoğan, törende yaptığı konuşmada "Sizler eğer bugün bu modern binalarda serbestçe, özgürce okuyabiliyorsanız biliniz ki bu, uzun ve zorlu, sabırlı bir mücadelenin neticesidir. Bu mücadelede nice geçmişteki büyüklerimizin emeği var. Adnan Menderes'in alın teri var. Bu mücadelede ismi bu okulda yaşayan, imam hatip okullarının yeniden açılmasını sağlayan, 1960 darbesinin ardından idamla yargılanan merhum Tevfik İleri'nin alın teri var" dedi.
Eski cumhurbaşkanlarından Turgut Özal ve eski başbakanlardan Necmettin Erbakan gibi nice isimsiz kahramanın, burada emeğinin bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, "Biz de hayatımızın her anında, 2001'de kurduğumuz partimizle 2002 sonunda kurduğumuz hükümetle çok sayıda yol arkadaşımızla, gönül dostumuzla bu mücadelenin içinde olduk. Ama hamdolsun, bu kutlu mücadele, bu hak ve adalet mücadelesi bugün zafere ulaştı. Geldiğimiz noktada demokratik yöntemlerden hiçbir zaman şaşmadık. Eline silah alanlardan, eline taş sopa molotofkokteyli alanlardan asla olmadık. Ben şuna inanıyorum, bu nesil, karşımdaki bu gençlik, imam hatip gençliği asla ve kat'a böyle bir örnek olmaz, tam aksine onlara demokratik hak mücadelesinin ne olduğunu öğretir" diye konuştu.
"Vakarımızdan, sabrımızdan, sebatımızdan, kararlılığımızdan asla vazgeçmedik. Öyle ki içimizden gibi görünen, bizimle birlikteymiş gibi görünenler, bize ihanet ettiklerinde, başörtüsüne füruat dediklerinde, imam hatip okullarına bile gereksiz, kapatılmalı dediklerinde bile yılmadık, yıkılmadık. Bu büyük ihanete rağmen haklı davamızdan vazgeçmedik" ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
"Sizler bugün bu modern okullarda özgürce eğitim görüyorsanız, inanın bunda ismi bilinen ya da bilinmeyen nice vatandaşın, nice gönül erbabının emeği vardır. Milletin hayır duası vardır, nasıl bir emaneti taşıdığınızı lütfen unutmayın. Nasıl bir insanlık davasının sancaktarları olduğunuzu lütfen unutmayın."
"İmam hatipliler olarak emanetin hakkın verdik"
Gençlerin bu anlayışla, sahip oldukları okullara "sımsıkı sahip çıkmasını" isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gelecekte birileri çıkıp da Allah göstermesin, bu okulları yine kapatmak isterse, abilerinizden, ablalarınızdan, bizlerden ve nice isimsiz kahramandan aldığınız emanetin ve o mesuliyetin gereklerini hakkıyla yerine getireceğinize, milletin hayır duasının hakkını vereceğinize yürekten inanıyorum" dedi.
1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına seçildiğini, başka birçok arkadaşının da belediye başkanı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"İmam hatipliler olarak emanetin hakkın verdik. Birçoğunuz yaşamamış olabilir, hatırlamıyor olabilir. Özellikle 28 Şubat sürecinde imam hatip okulları adeta bir öcü olarak gösterildi. Tehlikeli kurumlar olarak, devlet düşmanı yetiştiren okullar olarak son derece haksız ithamlara maruz bırakıldı. İmam hatip okullarının öğrencilerine, küçücük çocuklara, gençlere en ağır hakaretler yapıldı. Bunlar bize de yapıldı. Medyada, gazete manşetlerinde, televizyon ekranlarında hatta devlet nezdinde, hükümetler nezdinde, imam hatip okullarının öğrencileri ve mezunları ikinci ve üçüncü sınıf insan yerine konuldu. Sonuçta ne oldu, 2002'de bir imam hatip lisesi mezunu, bu ülkenin başbakanı seçildi. Bir kısım arkadaşlar bakan oldu, milletvekili oldu, 12 yıl boyunca bu görevimizin hakkını verdik. Türkiye'yi ilklerle, rekorlarla tanıştırdık. İşte şimdi de yine bir imam hatip lisesi mezunu Cumhurbaşkanı seçildi. Yine milletimizin hizmetindeyiz, yine ülkemizin hizmetindeyiz. Türkiye'yi daha da büyütmenin mücadelesi içindeyiz. O korkuların, o iftiraların, ithamların, hakaretlerin ne kadar haksız, ne kadar yersiz olduğunu tüm millete tüm dünyaya gösterdik. Öcü dedikleri, gerici dedikleri, 'ölü yıkayıcısı mı olacaksın?' diye tahkir ettikleri, 'muhtar bile olamaz' dedikleri insanlar işteCumhurbaşkanı oldu"
"Bu kutlu mücadele artık sizlerin omuzlarında ilerleyecek"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu kutlu mücadele artık sizlerin omuzlarında ilerleyecek. Bu demokratik mücadele artık sizlerle yeni standartlara ulaşacak. İmam hatiplere, başörtüsüne, her türlü insan hakkına uzanan eli sizler geri iteceksiniz" diye hitap ettiği gençlerin her birine yürekten inandığını, bu insanlık davasını hakkıyla taşıyacaklarını ışıldayan gözlerinden anladığını, bundan büyük heyecan, memnuniyet duyduğunu söyledi.
Erdoğan, "Sizin yükünüz ağır, sizin yolunuz uzun, sizin yolunuzda engeller var, tuzaklar var. Alacağınız en iyi, en kaliteli, en modern eğitimler, dava ve mücadele şuuruyla, özgürlük aşkıyla bu yolu aşıp menzile ulaşacağınıza yürekten inanıyorum" diye konuştu.
Son dönemde gençler arasında yaygınlaşan kötü alışkanlıklara dikkat çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"En hafifinden sigaradan tutunuz, maalesef uyuşturucuya varıncaya kadar... Bu kötü alışkanlıklara karşı ben karşımdaki gençliğin ciddi mücadele vereceğine inanıyorum. Bunu sizler gönül dünyanıza sokmamalısınız. Bu kötü alışkanlıkların karşısında mücadele veren ve bu konuda da gençliğe örnek olma mücadelesi veren gençler olacağınıza inanıyorum"
İmam hatip okullarının yeniden açılmasını savundukları kadar diğer meslek liselerinin de yeniden hayat bulmasını savunduklarını vurgulayan Erdoğan, "Başörtüsünün özgürlüğünü savunduğumuz kadar 77 milyonun her bir ferdinin temel hak ve özgürlüklerini de aynı kararlılıkta, aynı samimiyette savunduk. Kuran-ı Kerim dersinin, Siyer-i Nebi dersinin tüm düz liselerde, hepsinde seçmeli ders olarak okutulması için çabaladığımız kadar, farklı dil ve lehçelerin, diğer derslerin okutulması için de çabaladık. Adaletimizin gereği buydu. Türkiye'nin her yerinde, talebi karşılamak için imam hatip okulları açılırken, ondan çok daha fazla anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite açılmasını temin ettik" dedi.
''Gençler, özgüvenli olacaksınız''
Burada yaptığı konuşmada, 12 yıllık başbakanlık sürecinde eğitimin en fazla önem verilen alan olduğunu belirten Erdoğan, 234 bin 473 derslik açtıklarını, 2002 sonuna kadar 346 bin derslik açıldığını, hükümetin kısa süre bir içerisinde bu sayıyı da yakalayacağını söyledi.
Erdoğan, ''Osmanlı döneminden kalan, Cumhuriyet döneminde yapılanlar dikkat edin 346 bin derslik. Biz sadece 12 yıllık hükümet döneminde 234 bin 473 tane buna ilave ettik'' dedi.
Okulları teknolojiyle, bilgisayarla, internetle ve tabletlerle buluşturduklarını belirten Erdoğan, şuana kadar 1 milyona yakın öğrenci ve öğretmene tablet bilgisayar dağıttıklarını, 76 olan üniversite sayısını da 176'ya çıkardıklarını kaydetti.
24 Kasım'da Öğretmenler Günü'nün kutlanacağını anımsatan Erdoğan, ''Şimdiden bütün öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü bu güzel açılış töreni vesilesiyle kutluyorum'' dedi.
Şu anda Türkiye genelinde 852 bin öğretmenin görev yaptığını belirten Erdoğan, ''Bunların 458 binini, yarıdan fazlasını biz göreve başlattık, farkımız bu. Öğretmen maaşları yaklaşık 5 kat artış kaydetti. Yani sadece imam hatip demedik, isteyenin istediği okulda okuyabilmesi, eğitimin önündeki tüm engellerin kalkması için yoğun bir mücadele verdik. Hamdolsun, Türkiye bu noktada sınıf atladı'' diye konuştu.
Türkiye'nin ekonomisiyle, ileri standartlara doğru yol alan demokrasisiyle olduğu kadar, eğitimdeki başarıyla da artık dünyada farklı bir yerde, farklı bir konumda durduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Eğitimdeki reformların neticeleri, orta ve uzun vadede görünür. Eğitime yapılan büyük yatırımlar, inşallah bundan 10 yıl, 15 yıl sonra çok daha bariz şekilde anlaşılacak ve Türkiye bu anlamdaki farklılığıyla inşallah dünyada iddia sahibi olacaktır'' şeklinde konuştu.
Bütün öğrencilerden, gençlerden bir arzusu daha olduğunu belirten Erdoğan, ''Gençler, özgüvenli olacaksınız. Tarihinize bakacak, özgüvenli olacaksınız. Ecdadınıza bakacak, özgüvenli olacaksınız. Medeniyete, bilime, sanata ecdadınızın yaptığı katkıları bilecek, öğrenecek, özgüvenli olacaksınız. Büyük bir ülkenin, güçlü bir ülkenin evlatları olduğunuzu idrak edecek, özgüvenli olacaksınız'' dedi.
Erdoğan, Cumartesi günü İstanbul'da, Diyanet İşleri Bakanlığının düzenlediği ''Latin Amerika Ülkeleri Dini Liderler Zirvesi''ne katıldığını hatırlatarak, orada 41 ülkeden gelen, 71 dini öndere hitap etme fırsatı bulduğunu söyledi.
Oradaki konuşmasında Amerika kıtasına Kristof Kolomb'dan önce hatta, Kolomb'dan 300 yıl önce Müslümanların ulaştığını söylediğini anımsatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu yeni bir iddia değil, hatta şu anda Almanya'da yaşayan Prof. Fuat Sezgin'in kendi eserlerinde de bu yerini almıştır. Başka birçok ilim erbabının eserlerinde yer alır. Bana ait olan bir iddia değil. Bu konuda yazan, konuşan ilim erbabının diliyle, oradan aldığım düşünceyle bunu o gün orada ifade ettim. Daha önce dinlerdim, ama bu defa kaynağını da öğreneyim dedim. Türkiye'de ve dünyada çok sayıda saygın ilim adamı bunu iddia ediyorlar, delillerini de ortaya koymuş durumdalar. Ama bakın enteresan bir şey oldu. Bu işin uzmanlarından önce, bu iddianın yurt dışındaki muhataplarından önce, bizim kendi gençliğimiz, maalesef bizim ülkemizin bir kısım gençleri, araştırmadan, incelemeden, yapılan tartışmalara hiç bakmadan buna itiraz etmeye, istihza etmeye başladılar.''
''Daha cesur olmaları en büyük arzumdur''
Sadece gençlerin değil, koca koca adamların da itiraz etmeye başladığını ifade eden Erdoğan, ''Bakıyorsunuz bazı köşe yazarları, karikatüristler, onlar da itiraz etmeye başladılar. Niye? Çünkü bunlar bir Müslüman'ın bunu yapabileceğine hala inanmadılar. Bu milletin evlatlarının bunu yapabileceğine hiçbir zaman inanmadılar. Bunlar ecdadının karadan gemileri yürüterek Haliç'e indirdiğine de inanmayanlardır. Bir karanlık çağı kapatıp, bir aydınlık çağı açan liderlere de inanmadılar. İşte bu, özgüven eksikliğidir. Onun için taş üstüne taş, bugüne kadar koyamadılar. Kendisine, kendi tarihine, kendi milletine yabancılaşmadır bu. Ezberlerle hareket eden, kendisine öğretileni mutlak doğru olarak kabul eden gençlik, maalesef böyle ezber bozan bir iddia gördüğünde araştırmak yerine, bilmediğiyle alay etmeyi tercih edebiliyor. Batılı kaynaklara, haşa ayet gibi inananlar, kendi ülkesinin, kendi medeniyetinin, kendi ilim insanlarının iddialarıyla alay edenler sadece kendilerini küçültürler. Biz ezber bozmaya devam edeceğiz. Bizim görevimiz bu.''
Tarihin, muzafferler ve egemenler tarafından değil, objektif bir biçimde yazılması, aktarılması için cesur olmaya, cesaretle iddiaları dillendirmeye devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ile YÖK'e çok büyük görev düştüğünü söyledi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bakın açık açık da söylüyorum. Bilim tarihi eğer tarafsız bir şekilde yazılsa, Doğu'nun, Ortadoğu'nun, İslam coğrafyasının bilime ve sanata olan katkılarının bilinenden çok daha fazla olduğu da ortaya çıkar. Şahsen ülkemin Cumhurbaşkanı olarak, bizim öğrencilerimizin, gençlerimizin, 77 milyon aziz milletimizin başka milletler ve medeniyetler karşısında ezik olmasını asla kabul edemem. Egemenler tarafından yazılmış bir tarihin, bizim özgüvenimizi kırmak için kullanılmasına rıza gösteremem. Hiç kuşkusuz mesele, bilim insanlarının, bilim dünyasının meselesidir. Ama şahsen bu ülkenin gençlerinin, bilim insanlarının ezberler karşısında, dayatmalar karşısında daha cesur, daha özgüvenli olmaları en büyük arzumdur. Ben bu noktada teşvik makamındayım. Her zaman da teşvik edici, cesaretlendirici olmayı sürdüreceğim. 77 milyonun her bir ferdinin şuna inanmasını istiyorum, biz tarihte yaptık, inşallah bugün de yaparız. Yarın çok daha iyisini yapacağız. Biz işte boğazın altından Marmaray'ı yaptık."
"Denizin altından yeni bir proje daha yapıyoruz"
Marmaray'a ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Bunu yapacağız dediğimizde dalga geçtiler, inanmadılar. Buyurun şimdi Marmaray, çalışıyor denizin altından" diye konuştu.
Yeni bir proje daha başlatacaklarını müjdeleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Denizin altından yeni bir proje daha yapıyoruz. Üçüncü köprü, bundan önce sadece lastikli araçlar için yapıldı; şimdi biz üçüncü köprüyü 4 gidiş, 4 geliş ve bir de ortadan hızlı tren yapacağız. İnşallah, Kanal İstanbul'u da yapacağız. Karadeniz'i Marmara'ya bağlayacağız. Ama bunlara sorsan, 'yapamazsınız' derler. Hemen zaten yazmaya başlamışlar, 'üçüncü hava limanı yapılmayacak'. Kim söyledi yapılmayacak diye? Şu anda harıl harıl herkes çalışıyor.
Biz, büyük medeniyetler inşa ettik. Bugün fetreti aşabiliriz, yeniden büyük medeniyetler inşa edebiliriz. Yeter ki kendimize, tarihimize ve ecdadımıza inanalım. Yeter ki ezberlere karşı cesur olalım, yeter ki bize öğretilmiş olan ezberleri, hurafeleri sorgulama cesaretini gösterelim. Yeter ki özgüvenimiz olsun, yeter ki bir asırdır kendisini savunan bir medeniyet olmaktan çıkalım. Artık, ortaya iddialar koyan, bu iddialarına cevaplar isteyen bir medeniyet haline gelelim."
Erdoğan, bu konuda öğretmenlere de görev düştüğünü ifade ederek, "Öğretmenlerimize de öğrencilerimize işte bu özgüveni, bu cesareti aşılamalarını rica ediyorum" diye konuştu.
Okuyan, araştıran, soran, sorgulayan; ezberlere, kalıplara, dayatmalara itiraz edebilen bir gençliği, böyle bir nesli yetiştirmek istediklerini dile getiren Erdoğan, "Birbirine karşı, tüm insanlara karşı, hakka karşı saygı duyan, adalet aşığı, özgürlük aşığı gençliği inşallah bu okullarda, bu sınıflarda yetiştireceğiz" dedi.
"Büyük Türkiye için mücadele ediyorum"
Yeni Türkiye'ye gönülden inandığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Büyük Türkiye için mücadele ediyorum. Arkamızdan, yeni Türkiye'ye inanan, özgüvenli, umutlu, heyecanlı bir gençlik geldiğini görüyor; bununla da iftihar ediyor ve Rabbime hamd ediyorum.
Bugün Ankara'da açtığımız bu okullarımızla birlikte bütün okullarımızın aydınlık, parlak, güçlü bir geleceğe vesile olmasını diliyorum. Tekrar bu okulların inşasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. İmam Hatip Okullarımızın ismini taşıdığı, merhum Tevfik İleri'yi bir kez daha rahmetle yad ediyorum."
Erdoğan, tüm öğrenci ve öğretmenlere başarılar dileyerek, Öğretmeler Günü'nü tekrar tebrik ettiğini söyledi.
Kız öğrenci, Erdoğan'a Kur'an-ı Kerim hediye etti
Açılış törenine, Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İzmir Milletvekili ve eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, yazar ve düşünce adamı Nuri Pakdil, bazı milletvekilleri, İmam Hatip mezunları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Eşi Emine Erdoğan ile tören alanına gelen Erdoğan, öğrencilerin yoğun tezahüratları ile karşılandı. Protokol için ayrılan yerde oturduğu sırada, yanına gelen bir kız öğrenciyle sohbet eden Erdoğan, eşi Emine Erdoğan'ın kız öğrencinin elinde kalemle yapılmış süslemeleri göstermesi üzerine, öğrencinin elini öpmek istedi. Bu sırada öğrencinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elini öptüğü görüldü.
Erdoğan, kucağına aldığı bir bebeği bir süre sevdi ve başka bir kız öğrencinin kendisine hediye ettiği Kur'an-ı Kerim'i de öperek, alnına götürdü ve teslim aldı.
Erdoğan, konuşmasının ardından eğitime katkıda bulunan hayırsever vatandaş Mehmet Akan'a plaket takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra protokol üyeleri ile okulların toplu açılışını gerçekleştirerek kurdele kesti.
Öte yandan, kurdele kesimi öncesinde Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, dua etti. Duanın ardındanCumhurbaşkanı Erdoğan, "Az önce Mehmet hocamız, tekrar İmam Hatip'te okumak istediğini söyledi" diyerek güldü.
Açılışın ardından Erdoğan, beraberindeki heyetle okulu gezdi.
Hiç yorum yok
hakaret içeren ve alâkasız yorumlar yayınlanmayacaktır. Hukuki sorumluluk yorum sahibine aittir.